30 Eylül 2009 Çarşamba

%40+%10

Ben aslında asabi bir insan değilim ama zorla çıldırtıyorlar kardeşim. İki gün önce öğlen tatilinde biraz hava alayım diye Tunalıya dolaşmaya çıktım. Çıkmışken de vitrinlere gözlerim takıldı. Tunalıdaki Ayakkabı Dünyası'nı bilen bilir. Vitrinde tekstilde kocaman Nakit %50, kredi kartı %40, taksitli alışverişlerde ise %30 indirim yapılacağı yazıyordu. E ben de spor giysisi alayım dedim, fiyatlar uygunsa başka şeyler de alırım diye girdim. Yarım saat arama-tarama-deneme faslından sonra kendime uygun 3 parça şey buldum, kasaya geldim nakit ödeyeceğim %50 indirim yapın lütfen dedim. Beklediğimden 17 tl daha fazla bir rakam dedi. Yanlış hesapladınız heralde %50 indirim demek yarısı demek, düzeltin dedim. Meğerse %50 değil, %40+%10 indirim yapılıyormuş. O da takriben %46 indirime denk geliyor. İnsanlar bu şekilde kandırılıyor işte...

Siz dedim benimle dalga mı geçiyorsunuz, beni aptal yerine mi koyacaksınız vitrinde koskoca %50 yazıyor müdürü çağırın hemen diye çığırdım. Müdür geldi, e 40+10 50 ediyor şeklinde bir açıklama buyurdu. E be adam , ben şimdi sana desem ben matematik öğretmeni bir annenin kızıyım, KPSSde bütün puanlarda Türkiye derecem var, kafam her türlü hesaplamaya senden çok basar desem anlamayacaksın....

Ben salak değilim diyince de firmaların bir oyunu olduğunu belirterek vitrine yanlış yazıldığını söyledi. Ben de almıyorum diye söylene söylene çıktım gittim mağazadan. Ama nası hırs yaptıysam açtım genel merkeze şikayet ettim, olanları anlattım. Aslında bi beklentim yoktu, mal yerine konmuş olmanın ağırlığıyla aramıştım. İnanmazsınız çok ilgilendiler, mağaza müdürüye konuşulmuş, dilersem ürünleri %50 indirimle almam için beni mağazaya davet ettiklerini ve uygulamadan çok üzüntü duyduklarını belirttiler. Üstelik de 1 saat içerisinde.

Ben de durur muyum şişine şişine gittim ertesi gün %50 ile aldım, mağaza müdürü de şeker gibi olmuş, size aslında gereken indirimi yapacaktık ama dinlemeden gittiniz falan dedi. O vitrindeki afiş de sökülmüş:)))

Şimdi bu olayı iki şekilde değerlendiriyorum.
1)Aferin bana, hakkımı aradım kendime aptal muammelesi yaptırmadım ve yanlışlığı düzelttirdim.

2)Eskiden üç kuruş için bukadar hırs yapmazdım, en fazla sizin işlemini yanlış der çıkar giderdim şikayet filan etmezdim. Galiba yıllar geçtikçe huysuzlaşıyorum. İleride o herşeyle kavga eden ve hayatlarından hep mutsuz o yaşlılardan olmaktan ölesiye korkuyorum.

28 Eylül 2009 Pazartesi

Bayram tatili

Malum, geçtiğimiz bayramın 2 günü hafta içine denk geldiğinden 3 günü de ben alayım hafta sonlarıyla birleşerek kocamaaan bir 9 günlük tatilim olsun diye yıllık iznimi kullandım. Belki birkaçgün yakın biyerlere kaçarız diye düşünmüştüm. Kaçamadık...:) Bebiş bana alıştı, sürekli kucağıma gelmek istedi, ben de çalışan bir anne olarak duyduğum vicdan azabı nedeniyle ne isterse yaptım. Evet ana-kız çok güzel vakit geçirdik gece gündüz hiç ayrılmadık hatta 1 gün babamızı yataktan atıp birlikte yattık ama sonuç olarak belim tutuldu, kas spazmı olmuş, bu gün fizik tedaviye başlıyorum :)

ooof of

15 Eylül 2009 Salı

Kadir

Bugün Kadir, Allah dileyin benden demiş, dilemesine dileyeceğim ama pek de yüzüm yok Allahımdan bişey istemeye. Normalde çocukluğumdan beri her Ramazanda orucumu tutarım ve Ramazan ayının ilahi bir kudreti olduğuna inanırım. Ta ki 3 sene öncesine kadar... Gene Ramazanın ilk günü, ben hevesli bir şekilde sahura kalkmışım kocama yemek hazırlamışım güle oynaya Ramazanı geçirmeye hazırlanıyorum. İlk Ramazanımız kendisiyle, benim planlarım var kocama çeşit çeşit sofralar hazırlıycam, çocukluktan beri öyle düşünmüştüm... :)

Dedim ya ilk gün diye, kocamla bir kavgaya tutuştuk, hiç bu kadar bunaldığımı, boğazımın kuruduğunu, tıkandığımı (ağlamaktan) hatırlamıyorum. Beni ağlattı ağlattı ağlattı, nefes alamaz hale geldim, Allahım sen affet diye bir yudum su içip orucumu bozacaktım dayanamaz hale geldiğimi anlayın artık. Benim koca elimden suyu aldı, su içmeme mani oldu, aklınca orucumu bozdurmayacak. Ben de bozmadım ama yaşadığım sıkıntıyı bir ben bilirim bir de Allah. Zaten aklıma her geldiğinde çok sevdiğim kocamdan anlık olarak nefret ediyorum :(

O günden sonra hiç oruç tutmadım. Dedim ki "Allahım ben sana hep sadık bir kul oldum, orucumu hep tuttum, kendi çapımda iyi bir insan iyi bir eş olmaya çalıştım, neydi benim günahım ki bu mübarek günde bana böyle bir eziyeti reva gördün" ve Ramazan benim için anlamını yitirdi. Geçen sene de hamileydim diye gönlüm rahattı, tutmamamın bir kılıfı vardı. Bu sene ise hiç bahanem yok, sadece tutmak istemedim, yok günler uzun yok tutamam hasta olurum, kendime bahaneler sıraladım ve tutmadım. İçimden gelmiyor Allahım sen affet...


Bugün Kadir, bugün belki bende bişeyler değişir, belki günahlarım affolur diye oruç tutmaya karar verdim, 3 seneden sonra ilk kez bugün oruç tutuyorum...

Allahım, bu gece dileyin benden demişsin, diliyorum işte, beni affet, bana güç ve inaç ver...

Herkesin duasının kabul olması dileğiyle...

11 Eylül 2009 Cuma

Diyetimin 1 aylık sonucu

İlk yazımda bahsetmiştim, kendi çapımda ve mevsimledenroma.blogspot.com rehberliğinde bir diyet programı uyguluyorum diye. Şimdi sonucu yazma zamanı geldi. İlk başladığımda 76 küsür kiloydum, 1 aylık bir sürede üstelik de ara sıra küçük kaçamaklarım olduğu halde toplam 4 kilo vermiş bulunmaktayım. Hatta bu sabah 71.8 dim, en son hamile kalmadan önce görmüş olduğum bir rakamdır kendisi:) Ramazan münasebetiyle programa çok uyamadım, az biraz tatlı yiyince kilo verme durdu tabi. O nedenle rejime ara verdim, sadece sağlıklı beslenmeye çalışıyorum, kilomu sabitledim 72de, ramazandan sonra bir atak daha yapacağım inşallah :) İnsanlar kilo verdiğimi anladı, pantolonlar bollandı, kendime güvenim geldi demekki yapabiliyorum diye.
Neyse işte, son durum budur...

3 Eylül 2009 Perşembe

Benim minnoş kızım büyümüş de sırtını bir yere destek vererek tek başına ayakta durabiliyormuşşş:))) Dün Duru bebeğim tam 10 aylık oldu. İnanamıyorum bebekler bukadar hızlı mı büyürmüş? Daha dün böyleydin sen bebeğim...

Ne çabuk böyle oluverdin???


Üstelik de bu daha 7 aylık hali.

1 Eylül 2009 Salı

Hayat Çok Garip

Geçen hafta cumartesi sabah 9 gibi telefonum çaldı. Arayan annem, "biz (bir devlet hastanesinde) acildeyiz, babanın dün gece kalbi sıkıştı, şimdi kontrolleri yapılıyor" dedi. Ben tabi durur muyum, bebeğimi filan bıraktım babasına atladım arabaya uçarak 15 dakikada babamın yanında oldum. Baktım biraz sararmış ama iyi yani çay içiyo sedyede oturmuş, ben iyiyim sigara içsem geçer filan diyo:) Neyse, paniğim biraz geçti. Doktorunu buldum, pazartesi sabah anjiyo yapıcaz o zamana kadar 2 gün burda kalması gerekiyor çıkarsa tehlikeli olabilir dedi, iyi güzel biz de hastamızı odaya çıkaralım o zaman dedim. Ne dese beğenirsiniz? Biz zaten hastanım yatışını aldık, yukarda yerimiz yok burda bekliycek. NEİYYYY diye bir gürlemişim:) Adamı bıraksam 2 gün acilin sedyesinde tutacaklar... Baba sana söz veriyorum bu sedyede 3 saatten fazla kalmayacaksın dedim. Hastanede muhatap olabileceğim birini ararken tesadüfen eski bir tanıdığımla karşılaştım, sarıldık öpüştük babamın durumunu anlattım, hemen sağı solu aradı akrabam geldi filan dedi yok Allah yok, koskocaaaaaa devlet hastanesinde bir odacık yok. O sırada canım kociş de hızır gibi geldi, bebeği birine bırakmış. Durumu anlattım parası neyse vericem babama söz verdim, özel-devlet farketmez bana yardım et dedim, şansımız yaver gitti çok yakın bir tanıdık bulundu ve babama özel bir hastanede yer ayarlandı.
Önce annemle mücadele etmek zorunda kaldım, burası devlet hastanesi üniversite hastanesi daha iyi vıdı vıdı, e be anne adamı 2 gün sedyede mi yatırcaksın? aslında cahil bir kadın da değil yüksekokul mezunu ama nutku tutuldu heralde, ben eve götürürüm iyi bakarım güzel bir çorba yaparım bişeyi kalmaz dedi. Ben şok tabi, anne delirdin mi diyorum. Sonunda direnmeyi bırakıp az biraz ağladıktan sonra babamı hastaneye götürdük. Orada da ekip bizi bekliyormuş, kocam ayarlamış. Bu sefer babamla uğraşmak zorunda kaldım, benim bişeyim yok diye tutturdu. Hemen yatar yatmaz 5 dakika içinde anjiyosunu yaptılar.
Sonuç: 3 damar tıkalı acilen ameliyat yapılmalı, başka yolu yok.
Pazartesi sabahı erkenden ameliyat oldu ve şimdi çok şükür iyi.

Şimdi ben bu yaşadıklarımdan birkaç ders çıkardım;
1. Günde 1 paket sigara içersen ne mutlaka kalbin tekliyor.
2. Yaşlandıkça insanlar çok huysuzlaşıyor, bazen onların iyiliği için kendi kararlarını almalarına müsade etmemek lazım.
3. Yaşı daha büyüklerin (annane gibi)arayıp da kızım çok tehlikeliyse babanı boşu boşuna kesmesinler gibi birtakım laflarını, annane babam daha 60 yaşında ben onun zararına bişey yapar mıyım, kimseye vıdı vıdı edip milletin aklını karıştırma diyerek savuşturmak gerekiyor.
4. Bazen para yetmiyor, mutlaka tanıdık gerekiyor. Allah parasız ve tanıdıksız bırakmasın...
5. Yaptığın onca şeye rağmen annen tarafından nasıl olduğunu anlayamadığın bir şekilde hayırsız evlat olmakla suçlanabiliyormuşsun( En çok bu koydu!!!)