29 Mart 2010 Pazartesi

Söylemek lazımmış...

Geçen yazımda evden ve kocamdan ne kadar şikayetçi olduğumu yazmıştım. Aynılarını kendine de söylemiştim. "Sen böylesin ve ben bu durumdan çok rahatsızım haberin ola" şeklide uyarı amaçlı bir tartışma yaşamıştık. Pek değişeceğine ihtimal vermiyordum sadece kendimi ferahlatmak maksadıyla içimdekileri dökmüştüm. Cumartesi sabahı güzel bir kahvaltı hazırlamış, sonra beni dişçiye kendi götürdü, akşam da yemeğe çıktık. Bi parmak bal çalıyo ağzıma heralde dedim ama Pazar sabahı da benden önce kalkmış, pastırmalı yumurtalı mükellef bir kahvaltı hazırlamış, çayı demlemiş, bebeğin maması için yumurta bile haşlamış :) Kahvaltıdan sonra gezmeye çıktık ailecek, hava aldık biraz. Ben de bu iyiniyeti karşısında akşam maç izlemeye gitmesine ses çıkarmadım :) Hır çıkarsam da gidecek nasıl olsa bari iyiniyete karşı iyiniyet göstereyim dedim:) Ve bu sabah gene bana kahvaltı hazırlayacaktı, mazlemeleri filan hazırlamış, ben yapma şekercim geç kalıyorum dediğim için yapmadı. Ayrıca akşamları da bebekle ilgileniyor, gece uyutmaya çalışıyor ama yavru kuşum beni istediği ve katılarak ağladığı için mecburen o iş bende kaldı. Olsun, bu kadarına da şükür.

Dualarım kabul oldu heralde, Allahım kocamı ıslah et demiştim. Selinkacım, biliyorum değişmezler ama gönlümü almayı bildiği için iki ileri bir geri gidiyoruz, yani hep böyle davransa birimiz sağa birimiz sola gider, yollarımız ayrılır Allah korusun.

Eeveeet, Mariposa kocasından şikayet etmezse ne yapar, kilolarından şikayet eder :))) 72,5 kiloyum, malum dönemde olduğum için boğazım da durmuyor. Yeni hafta yeni başlangıç diyerek güzel olmasını umduğum bir haftaya daha girdim.

Herkese sevgiler

26 Mart 2010 Cuma

Gene sinirliyim

Bir işin ucundan da sen tut be adam. Bebek kaç gündür diş çıkarma hadisesi yüzünden gece sayısı belirsiz kere ağlayarak kalkıyor. Koşarak gidip pışpışlayıp tekrar uyutuyorum. Çok uğraştırmıyor geri uyumak için ama insanın uykusu bölünmüş oluyor. Bi kere de sen duy ne olacak. Çok sinirleniyorum ya. Beyimiz yeni işyeriyle uğraşsın, elaleme iyilik etsin herkesin işine koşsun, toplantılara gitsin, arkadaşlarıyla yemeğe çıksın, neymiş eve gelince çok yorgun oluyormuş. Ayrıca da ayağı çok ağrıyomuş. Haaa bi de o meselemiz var, ayağının çok acıdığını yürüyemediğini iddia ediyor.Sabah yataktan kalkınca topallıyor falan. Anlıyorum herkes hasta olabilir ama hastayken fıldır fıldır gezmez. Hasta adam heryerde hastadır, akşam eve gelince ağırlaşmaz.

Dün akşam abartmıyorum 12 kere filan kalktım, bunun kalkmasını beklesem çocuk ağlamaktan çatlayacak. Zaten babasının kucağında uyumuyor, beni istiyor sürekli. Babasının da bahanesi oldu, neymiş çocuk beni istiyor özlüyormuş. Çocuk seni özlemiyor mu peki?? Sen de yoksun evde bütün gün! Eve gelir bi işe yaramaz, ancak "Koş Mariposa, çocuk düşecek, koş Mariposa bebek seni istiyo, orada durmasın ayağı kayarsa köşeye kafasını vurur bıdı bıdı vıdı vıdı..." Kalk sen al diyince de ayağım acıyo, basamıyorum. İyi sen ayağının üzerine basma, karının üzerine bas onu ez...

Eskiden iyiydi, çok yardımıcı oluyordu, şimdi hiçbişey yapmıyor bi de beni eleştiriyor. Neymiş, ben çok genişmişim, çocuk düşebilirmiş, çok serbest bırakıyormuşum. Ben senin annen gibi evhamlı/saplantılı değilim, yürüyen çocuğun omzundan tutamam sürekli dedim, al sana bi kavga daha:)

Bu aralar birbirimizden çok uzaklaştık gene. Anlamıyor beni, ben burda sabah 9-akşam 6 kaç kişiyle uğraşıyorum, kafa beyin kalmıyor, bilgisayara bakmaktan gözlerim acıyor, eve gidip ruhumu bedenimi dinlendirecek yere her gün daha çok yoruluyorum.

Allahım ya sen bana daha çok güç ver ya da kocamı ıslah et, yoksa ben bu adamı çıplak elle boğacağım :))

24 Mart 2010 Çarşamba

Rüyam

Benim rüyalarım çok güzel olur. Uçarım zıplarım binbir türlü atraksiyon yaşarım, hissederim. Hayal gücüm fazla geniş heralde :) Dün sabah gördüğüm rüyadan bahsetmek istiyorum. Ama nasıl bahsedeceğimi de bilmiyorum, kadın uçmuş diye düşüneceksiniz büyük ihtimalle :) Herneyse ben askeri okulda öğrenciymişim, hertaraf güzel kız yakışıklı delikanlı dolu. Ben de tabi pek güzelim :) Yüzme yarışmasında erkekleri geçip birinci oluyorum filan. sonra biriyle bakışıyoruz, kikir kikir kızlarla gülüp konuşuyoruz, bildiğin 20 yaş civarındakilerin basit flörtü yani, sonra beni öpüp kaçıyor. Diyeceğim o ki aşık olmuş gibi hissettim, yüreğim pır pır etti. Biliyorum bi çocuk annesi kadının gördüğü rüyaya bak diye düşünebilirsiniz ama benim elimde değil ki gördüğüm rüyalar. Ben davranışlarımdan sorumluyum rüyalarımdan değil, o nedenle vicdan azabı filan duymuyorum. Ha belki bilinçaltımda aşk istiyor olabilirim, kocamla ilk zamanlardaki heyecanımızı özlüyor olabilirim. Neyse pek güzeldi, hala etkisindeyim yani:)

Ama trajikomik olan şu ki kocam tarafından iki kaşımın arasından parmakla tık tık tık şeklinde vurulmak suretiyle uyandırıldım :) Sözde şaka yapıyo, böyle odun değildir ama o da sapıttı heralde :) Nası uyandırma bu yahu diye çemkirdim, başımdan savıp rüyaya devam etmek istedim ama olmadı, ben de uyanıp gerçek dünyaya döndüm :)

Şu hala kocasına çok aşık olanlara özeniyorum. Evet, bazen çıplak ellerimle boğmak istesemde çok seviyorum kocamı ama aşk meşk pek uzaklarda kaldı. İnsan aşkı kaybettikten sonra geri bulabilir mi acaba? Tabiki aynı şahsa karşı diyorum :)))

22 Mart 2010 Pazartesi

Bende şans olsa..

Önceki yazımda belirtmiştim bakıcı kaçtı diye. Sevgili Daisy sormuş yeni bakıcı bulabildin mi diye. Çarşambadan itibaren yeni bir bakıcı işe başladı, kaynananın tanıdığı. Benimle yaşıt ama 11 ve 4 yaşında iki çocuk annesi. Çok da modern gözüküyo, şivesi filan yok, temiz pak, bebişle de güzel ilgileniyo. Çarşamba sabahı kaynanacıkla geldiler bizim eve. Öğlen zırrr telefon, koca bey arıyo, istanbuldaki teyzesi fenalaşmış, zaten çok sağlıklı değildi, doktorlar da kötü konuşmuş tandıdıkları varsa çağırın diye, hemen annesiyle istanbula gidecekmiş. Ben de eve gelecekmişim, ayrıca 2 gün izin alacakmışım. Oldu dedim, burası babamın işyeri, ben de patronum çekip kapıyı çıkar giderim ne var ki.. Sinirlendim tabi ama hak da verdim daha ilk günden bakıcıyla bebeği yanlız bırakmak olmaz diye iznimi aldım. Gene de ben eve gidene kadar 3 saat filan yanlız kaldılar. Sorun değil benim açımdan 3 saat ama koca bey yedi bitirdi beni eve git bişey olmasın vıdı vıdı...

Ben gözümden esirgediğim yıllık iznimin birazını evde oturup bebek bakarak harcadım. Eğer eski bakıcım olsaydı katiyen izin almazdım. Paranoyak oluyor yoksa insan, biraz güvenmek ve işleri oluruna bırakmak lazım. Ya da paşa paşa oturup evde çocuğuna kendin bakacaksın. Çalışan kadının huzursuz olması kadar kötü bişey yok.

Herneyse sevgili teyzemizi hastaneden çıkardılar, yapılcak bişey yokmuş, açıkça olmasa da mealen alın bunu götürün güzel güzel yaşayabildiği yere kadar yaşasın, ameliyat yapıp risk almayalım hastayı da hırpalamayalım demişler. Allah uzun ömür versin, çok iyi kadın kendisi...

İlaveten tepem attı sabah sabah, pazar akşamı gezmeye gitti beyimiz,çok strese girmiş de rahatlaması lazımmış, çarşamba, perşemde ve cumartesi akşamı da olmayacak. Bacağını kırıp evde oturtmayı da bilirim ama büyüklük bende kalsın. Bu hafta böyle yanlız yaşıycam, gittiği yerleri bilmesem aldatıyo mu beni diycem ama onu da biliyorum ve kontrol ediyorum, sağlam yerde. Gene de insan kıllanıyo :)

İşler de yığılmış zaten...

15 Mart 2010 Pazartesi

Gezdim Geldim

Ne güzel oluyormuş eski günlerdeki gibi tek başına olmak. Canım annanemi gördüm, gezdim yedim içtim geldim. Birdaha böyle bir fırsatım olamayacak heralde. Olsun, bu beni bikaç ay götürür :) Çok yorgunum ama çok da dinlendim.

Herşey güzel olcak diye bişey yok tabi,şu anda üzüldüğüm başka konular var. Evdeki yardımcımızın ayrılması beni çok üzdü. Sabah evden ayrılırken resmen gözlerim doldu, sonra napıyorum ben diye düşünüp kendime geldim :) Bebeğim ona çok alışmıştı, evi de düzene sokuyordu. Ben ne halt yiycem onu düşünüyorum. Zaten sabah 9gibi evden çıkıp akşam 6.30da pestilim çıkmış şekilde evde oluyorum. O saatten sonra da yemek, temizlik, ütü vb ev işi yapmak yerine kalan son gücümü de bebeğimle oynamaya ayırıyorum. 11e kadar yapışık ikiz gibiyiz.Varsın evi b.k götürsün, hiçbirşey bebeğime ayırdığım zamandan kıymetli değil. Bebek kucağımdayken başka hiçbir şey yapamıyorum, zaten süpermen de değilim, ev işini ne becerebiliyorum ne de gücüm yetiyor. Ama napiim ben böyleyim, yetişemiyorum herşeye. Gene de artık daha çok yorulcam, hayattan daha da bezicem, yardım etmiyor diye kocayla daha çok kavga edicem, offf of.

Kadına da üzülsem de aynı anda kızıyorum. Sigortalı iş bulmuş, o da haklı ama be kadın niye 2 hafta sonra gidicem diyip de 3 gün sonra işten ayrılıyosun. Cuma dedi, salı ayrılcak. Bugün evde son günü. Allahtan anneler var da ortada kalmadık. Kaynanacık birini ayarlamış, bakalım nolcak.

11 Mart 2010 Perşembe

Yazmaya yüzüm kalmadııı :)))

Merhabalar,

Yaklaşık bir haftadır bişey yazamıyordum. Aslında yazacak çok şey var, sırayla başlayalım.

Ben ne zaman yazmasam kesin sakladığım bişey oluyor. Geçen hafta da "boşan da semerini ye" haftasıydı. Sanki midem dipsiz kuyu oldu, yedim yedim doysam da yedim. Niye dersek valla bi nedeni yok. Hani depresyona girsem veya sıkıntım olsa diycem ki, kendimi yemeye verdim rahatladım. Öyle birşey de yok. İç sesimin "Anam bu çok güzelmiş, bişey olmaz, bidaha nerde bulcam ..." gibi sapıkça iç seslerini dinledim, herzamanki gibi pişmanım. Sonuç 71 de takılı kalmayı şikayet eden ben 72,5 oldum. Pantolonlarım sıkmaya başladı. Neyse dün itibarıyla gene rejime başladım. Az bi toparlanma var, çabuk alınan hemen dikkat edilirse çabuk veriliyor. Yani ben öyle umuyorum.

Hafta sonu için Samsuna kaçıyorum. Yani Samsunun bir ilçesine. Annaneciğim orda yaşıyor, ben abim ve kuzenim gidiyoruz. İstanbula da Nisanda gidiyorum, başka bir kuzenimin düğünü var, onun uçak biletlerini şimdiden aldım ki caymak mümkün olmasın. Bebek ve kocayı da götürcem, şimdilik plan bu. Samsun seyehati de son anda çıktı. Kuzen arabayla gidiyormuş, abim ben de geleyim dedi, ben de beni de götürün diye atladım. Böylece çoluk çocuğu satıp eski günlerdeki gibi kendimiz çocuk olabileceğiz. Annanem çok heyecanlanmış, hepimiz davet ediyorduk ama benim evim burda görmek isteyen gelir görür diye inat ediyor bize gönül koyuyordu, biz de onun gönlünü yapalım istedik. Ben kocayla çocuğu kaynanaya sattım, abim eşini ve çocuğunu kaynanasına sattı, kuzen zaten bekar, cuma akşamı yola düşücez :)

Şimdi tek sıkıntım orda yediklerime dikkat edebilmek. Ama somsun pidesi çok güzel oluyor yaww :) Yok çılgınlaşmıycam, normal insan ölçülerinde yemeyi planlıyorum:)

Kocam yeni bir işyeri gibi bişey açtı, detaylarını vermeye gerek yok, akşama kadar orda duruyor, yoruluyor eve gelip ahlayıp ofluyor. 1 haftadır bu böyle. Bana hiç yardım etmiyor. Zaten eve de geç geliyor akşam yemeklarimi tek başıma yiyorum. Yani 1haftadır yanlız yaşıyor gibi bişeyim. Gerçi evde olsa da bana bi faydası yok, o nedenle yokluğunu pek dert etmiyorum. Ama bi yandan bu beni korkutuyor, alıştım resmen ona göre plan yapmıyorum. Şikayet ederdim eskiden, şimdi şikayet edesim bile yok. Kızımla çok güzel anlaşıyoruz, oyun oynuyoruz tabi çok yoruluyorum ama olsun. Böyle daha huzurluyum, ben hır çıkarmadığım için evde kavga gürültü yok. Gerçi kocacık biraz kıllanıyor beni boşverdin sen diyor. Ne diyim haklı, bu aralar onu boşverdim. İyi yaptım :))

4 Mart 2010 Perşembe

Çocukluğumuza dönelimmm...

Sevgili Selinka güzel bir mim yollamış. Cevaplamak için biraz düşünmem gerekti. Bu vesileyle sizlerle garip bir özelliğimi paylaşayım da niye yüzeysel cevap veriyo filan diye düşünmeyin. Ben geçmişi hatırlamıyorum, çocukluğumu yaşananları... hatıralar aklımda canlı kalmıyor. Değil çocukluğumu, üniversitede çok samimi olmasam da sohbet edip konuştuğum arkadaşlarımın soyadlarını bırak adlarını-yüzlerini hatırlamıyorum. Bi ortamda arkadaşlar geçmişte yaptıklarımızdan bahsederken hı hı diyorum ama onlar bakışlarımdan hatırlamadığımı anlıyor, balık hafızalı diye dalga geçiyorlar:) Ha bu özelliğimin en güzel yanı, acı olayları üzüntüleri sıkıntıları da hatırlamıyorum:) Bugün kötü bir olay olsa, diyorum ki kendime, nasıl olsa hatırlamıycan Mariposa, geçecek sallama takma kafaya, işe de yarıyor yani:) Bu bilginin ışığında hatırladığım nadir şeyleri sizinle paylaşmak istiyorum.


1) Mimleyen kişinin linkini veriniz.

Öğrendim ki hatırlama özürlü olmamın yanında link verme özrülüyüm de :) Selinkacım kusuruma bakma artık, denedim, olmadı :)

AAa olmuşşş:)

2)Çocuklugunuzda anne ve babanızla yapmış oldugunuz ve sizi siz yapan şeyler katkısı olan bir olay bir activite bireyleşmenize yardımı veya katkısı olan olay
Benim arkadaşlarımın çoğu anne babasına yalan söylerdi çünkü en ufak şeylere dahi izin vermezlerdi. Benin ailem ise çok farklıydı. Beni hep kontrol ederler ama hiç sorgulama ya da yasaklama getirmezlerdi. Daha sonradan farkettim de seçimlerimde tamamen özgür olduğumu sansam da aslında beni hep gözlemlemiş ve yönlendirmişler. Bu sayede hiçkimseye bağımlı olmayan, özgüveni yüksek bir birey oldum. Bir de sevildiğimi hep göstediler, babam da annem de sevdiklerini söylemekten çekinmediler. Abimle birlikte tam bir aile gibi hayvanat bahçesine, parklara, yemeklere gider istediğimizi yapmamıza izin verirlerdi. Bu şekilde ailenin ve aileyle geçirilen zamanların önemini anlamış oldum...

3)Çocukken oynamayı sevdiginiz oyun veoyun aparatı
Valla bunu pek hatırlamamakla birlikte oyuncak ayımı ve barbi bebeğimi çok sever, ikisiyle evcilik oynardım. Bak şimdi hatırladım, onları evlendirir öpüştürürdüm :) Benden beklenemeyecek bir oyun tarzı ama napimm:)


4) Çocuklugunuz veya ilk gencliginizle ilgili keşke farklı olsaydı dediginiz bir olay, durum

Beni takip eden herkes aşağı yukarı bilir, iştahlıyım diye habire niye yediriyonuz kardeşim. Anneme kızdığım noktalardan biri budur. O nedenle hala uğraşıyorum, damak tadım aşırı gelişmiş. Annem, ergenlik döneminde beni engelleyemediğini, inatlaştığımı, bu nedenle belki hatalı olarak yanlış beslenmeme müsade ettiğini söylüyor ama ilk bebeklik ve çocukluk çağımda beni çok özel beslediğini, kemik suları, her çeşit sebze, beyin, pekmez ... aklınıza ne gelirse herşeyden dengeli yedirdiğini ve bu nedenle çok sağlıklı bir kemik yapısına sahip oldumu, çok zeki olmamı buna borçlu olduğumu, asla pişman olmadığını ve gene olsa gene benim gibi iştahlı bebeğe herşeyi yedireceğini söylüyor:))) Gene de keşke bukadar yedirmeselerdi diyorum...

5)Sokakta oynarmıydınız?
Çok az oynardım, apartman komşularının çocuklarıyla filan. Pek iz yaratmamış bende:)

6)Çocukluk ve gencliginizle ilgili iyiki böyle olmuş dediginiz olay.

Dedim ya ailem otokontrol koymuş içime, onlar yasaklamasa bile ben kendime yasaklar koyardım. Çalışkan bir çocuktum, hep başarılı oldum. Tabi insan yaşama dair bazı şeyleri kaçırıyor haliyle. Ama o zaman aman boşver deseymişim şimdi bu güce sahip olamazmışım. Yani Allahım sana şükürler olsun bu noktadayım...

7) Varsa cocuklugunuza dair bu günü etkileyen bir anınız.

Bi kere ufak bir araba kazası geçirmiştim, karşıdan karşıya geçerken araba çarpmıştı. Nedenini nasılını pek hatırlamıyorum ama babamın koşarak gelişini ve ağladığını hatırlıyorum. O zamandan beri trafik kurallarına tamamen uyarım ve (kendi babası öldüğünde ağlayamayan gözyaşlarını içine akıtan canım babamın benim ufak kazamda ağlaması)babamın bana verdiği değeri anladığım için onu üzecek her hareketten kaçınmaya çalışırım...

Ay okudum da biraz ortaya karışık, biraz da alakasız cevaplar olmuş ama elimden bukadar geldi arkadaşlar :)) Bence herkesi biraz kendi hakkında düşünmeye zorlayan bir mim olduğu için cevaplamak isteyen herkesi mimliyorummmm...

2 Mart 2010 Salı

Borsaaaa

Son zamanlarda bu borsaya iyice dadandım, bilmiyorum aranızda ilgilenen var mıdır? Bi ara iyi para kazandım, ama şimdilerde çok dalgalı, geçenlerde bir düştü benim aklım çıkıyordu az kaldı:) Neyse gene kazandım az bişey :)

İşyerimde durum karışık, birim değişirmeye çalışıyorum bitakım şeyler beni rahatsız ediyor ama amirim müsade etmiyor. Diğer birimdeki amir de beni istiyor. Paylaşılamayan eleman oldum anlayacağınız ama aslında bulunduğum yerde bana istediğim şekilde davranılmıyor, nerden çıktı bu mariposa düşkünlüğü onu da anlamadım. Heralde kendileri inatlaşıyorlar :)

Bebek gene hasta oldu. Kendi 2 günde iyileşti benim ağzım burnum akmaya başladı:) Boğazım da ağrıyor. Böyle zamanlarda bebek bakmak da iyice zor geliyo, kuzucum gündüz beni özlediği için gece hiç bırakmıyor babasının kucağında bile durmuyor. Ama annelik değil mi, ne kadar zorlansam da bi damla göz yaşı akınca süpermene dönüşüp gene kucağıma alıyorum:) Küçük hanım artık 12den önce uyumuyor, uyku zamanı kaydı, ne yapsam ne etsem kara kara düşünüyorum.

Arz ederim:)))

Şansına güvenen varsa deniyebilir :)

Merhabalar,
Ben çok şanssızım çekiliş vs gibi şeylerde ancak nedense bu sefer deneyesim geldi. Kozmetik malzemeleri içeren iki paket hediye ediyor SheWolf. Ben bayıldım, buyrunuz, katılmak isteyenler tıklasın.

Tabiki link vermeyi gene beceremedim:))) Kopyala yapıştırla idare edicez artık :)

http://shewolfcosmobeauty.blogspot.com/2010/02/8-mart-kadnlar-gunu-ozel-hediyelesme