31 Aralık 2013 Salı

Yeni Yıl Yeni Başlangıçlar

Son gün yazmıycam zannettiniz di miii ?:))

Madem bizi bir araya getiren asıl mesele kilo, o zaman kilomdan bahsederek yazıma başlıyım. 67,5 kilo olduuum. Sakın ha üzüntüden kendiliğinden gidiyo filan zannetmeyin, aksine yememek için direniyorum. Aslında 66,5 da görmüştüm ama döndük dolaştık 67,5 ta kaldık. Koca beyin evde olmayışı bu açıdan iyi oldu. Kafama göre takılıyorum, canım isterse yemek yiyorum istemezse dayanabilecek gücüm varsa salata filan geçiştiriyorum. Benim açımdan normal bir sonuç, ileri geri yani. Nalet 65i hala göremedim. Ama kavuşacağız eninde sonunda. Gene yürüyüşlerime başlarım havalar az ısınsın da...

Koca beyle hala ayrıyız. Çok barışma girişimi oldu ama yemem ben bu numaraları. En son geçen hafta gece 3 te içip içip kapıya da dayandı, çok pişmanım diye ağlıyo filan. Üzüldüm haline ama gene kapıdışarı ettim. Ertesi gün de konuştuk. İstediklerim böyle böyle, bunlar olduktan sonra senle barışırım, senin istediklerin için sen iyi olduktan sonra çaba gösteririrm, ha eğer senin istediğin gibi olamazsam o zaman da benim ayıbım olur dedim. E ne zaman eve döncem diyo hala... :) Valla dediklerimi ne zaman yaparsan o zaman diye tekrarladım. Yapamaz büyük ihtimalle de ya yaparsa diye tırsıyorum. Ayrılmaya o kadar hazırladım ki kendimi.

Akşama annemle babamı yemeğe çağırdım. Koca bey ben de gelebilirmiyim diye sordu, gel dedim. Bakalım noolcak. Yılbaşı gecesi aile faciası yaşandı diye 3.sayfa haberlerinde bişey görürseniz bilin ki o benim:)) Yeni bir sorun daha yarattı, büyük cadıya tv almış, küçüğe de uzaktan kumandalı köpek. Şimdi 5 yaşındaki bebeye sarı küçük bir tv alınır mı? Odasına koycakmış sadece DVD bağlıycakmış. Bana sormadan ne diye alıyosun dedim ama sallamadı zannımca. Küçüğün hediyesi için de kavga çıkacak senin benim diye. Bir de ben hiçkimseye hiçbişey almadım :)) Çıtayı yükseltiyo boş yere. Neyse, sinirlenmek yok...

Yeni bloğumuzun heyecanı beni de sardı. Terazicim gmail adresi istemişsin lakin adım soyadımdan oluşan ve beni kabak gibi ortaya çıkaran bir mail adresim olduğundan yeni mailimi alıp en kısa sürede göndereceğim. 

Herkesin yeni yılını en içten dileklerimle kutlar, hepimizin daha güzel bir sene yaşamasını dilerim.

Öpüyorum sizi...

19 Aralık 2013 Perşembe

Dertliyim

Oldukça uzun bir süredir yazmadım, yazamadım bloğuma çünkü çok canım sıkkın. Olmaması gereken şeyler yaşadım, çok hırpalandım ve hayatımı değiştirmeye karar verdim. Buraya yazacak gücü kendimde bulamadım ama hepinizi takip ediyorum arkadaşlarım.

Gelelim olayların başlangıcına... Benim koca beyin alkol problemi olduğunu daha önce yazmıştım, çok şiddetli kavga ettiğimizi, sonunda affettiğimi ama bunun son olduğunu da belirttiğimi söylemiştim. Beni yeterince ciddiye almamış olacak ki, ya da alkol sevdası tüm mantığını yerle bir etmiş olmalı ki söylediklerimi dinlemedi. 1,5 ay sonra ufak ufak alkol almaya başlayıp tabiki ölçüyü bilemeyip gene sapıttı iki hafta önce. Olay gecesi arkadaşlarıyla yemeğe gideceğini söyledi, ben de tabiki bişey demedim. Saat 9 gibi küçük cadı kafa üzeri yataktan düşüp gözü yumruk yemiş gibi morarınca hemen aradım eve geldi arkadaşıyla. Hafif alkol almıştı ama iyiydi. Kontrol etti filan, bişeyi yok gibi gözüküyor dedi(doktor gibi adam mübarek) tekrar çıkmaya kalkıştı. Ben de çıkma bak, cocuğa bişey olabilir tetikte olalım bu akşam dedim, dinlemedi bişey olursa ararsın dedi. Ben gece 1 gibi gelirim dedi bastı gitti. Tabi ağzına alkol değmiş ya, illa dibine vuracak akılsız. Ben sinirden kendimi yedim bitirdim, gece 1 de aradım açtı, megerse kumara gitmiş beyimiz, fırçayı yedi ama umrunda değil kafa güzel, 2de eve teşrif etti. Utanma da yok, dan dan zili çalıyo, çoluk çokuk uyanır derdi yok. Tabi tartışmaya başladık, evin rızkını dışarda yiyosun erkekliğe sıgar mı diyince çıldırdı. Küfürler hakaretler, inanamazsınız. Ama nasıl sarhoş. Kolumu sıktı (morarmış zaten) zorla oturttu seni öldürücem filan diye tehdit etti, bana aileme küfürler sonsuz zaten. Yanan sigarasını üzerime fırlattı, telefonunu fırlattı. Gözlerinde gördüm, beni dövmemek için zor tutuyodu kendini. Zaten bi tane koysa ölürüm ayı gibi adam. Gecenin ücünde ailesini aradım geldiler. Haa bi yandan da seni boşuycam diye bağırıyo bana. Ailesi tüm rezilliğine şahit oldu Allahtan. Kaynanaya da gördünüz işte, benim bu adamdan kurtulmama yardım edin dedim, acındırdım kendimi:)) Tam ertesi gün de istanbul seyehatim var, cıktım gittim evden. Ertesi akşam döndüğümde evi terketmişti. Çok sevindim aynı yerde duramazdım zaten. Şu an ayrıyız, 2 haftadır evleri ayırdık...

Lakin işler umduğum gibi gitmedi, ben hemen boşanırız zaten bu adam da benden kurtulmak istiyo diye düşünürken 3-4 gün sonra çark etti. Barışmak istiyo ama ben kabul etmiyorum. Benden süre istedi 3 ay, alışmam lazım bendeki değişikliği göreceksin fiziksel ve zihinsel olarak filan diyo. Ama ben yer miyim bu numaraları, hoş daha önce cok yedim çok inandım değişeceğine ama olmadı. Bu sefer çizgiyi aştı...

Ben onun istediği gibi bir eş olamadım, o hiç olamadı. Gezmeyi yemeyi içmeyi seven adamdan koca olmuyormuş arkadaşlar. Bizim hayat tarzımız, hayattan beklentilerimiz, bizi mutlu eden şeyler farklı. Biz daha mutlu olamayız, katlanamıycam artık. Abimden sonra farkettim, hayat cok kısa ve insan mutlu yaşamalı. Şimdi pişman olmuş ne fayda, araya girmeye çalışıyorlar aramızı düzeltmek istiyor onun tarafı akrabalar arkadaşları filan ama benim taraftan bir allahın kulu barış demedi:))) Annem, babam  bile düşünün yani. Ben hep yanlızdım, yanlız yaşıyodum yanlız çocuklara bakıyodum, yanlızdım.... Hayatımda bişey değişmedi.

Kendimi iyi hissediyorum, sırtımdan bir yük kalktı ve asla pişman değilim ama tabiki çocuklarım için üzülüyorum. Gerçi onlar için de iyi olacak, hiç ilgilenmiyordu, şimdi en azından gelip kaliteli zaman geçiriyorlar, gezdiriyor filan. Bundan sonra önüme bakacağım. Tek korkum milletin beni boşanma sevdalısı kadın zannetmesi. Çünkü şimdi koca bey süt dökmüş kedi oldu, içmiyor gezmiyor kibarcık davranıyor filan. Alkolü tamamen bıraktım, istersen tedavi de olurum diyor ama beni kırdı bir defa.

Kendisine de dedim, kendinde bu cesareti nerden buldun, hem beni aşağılayacaksın, küfür edeceksin, tartaklayacaksın ve sonra da mutlu mesut yaşamayı umacaksın öyle mi?? Seni terketmeyeceğimi nasıl düşündün, nasıl kendine güvendin bu kadar, nerden çıkardın sana katlanacağımı??? Pişmanım diyo başka bişey demiyo zaten.

EEE ne demiş atalarımız, son pişmalık fayda etmez....

17 Kasım 2013 Pazar

Nerde kalmıştık? Yola devam...

Herşey gibi hayat da devam ediyor, o zaman napıciiiiz, önümüze bakıciiizzz.... Bugün İstanbul'a didip yarın dönücem, öğleden sonra yolcuyum. Bi büyükçe kol çantayla seyehat etmek ne güzelmiş yahu, üstelik yanıma kitap bile aldım, her zaman özendiğim bişeyi yapıcam, uçağı beklerken kitap okuycam:))) Eee göz hapsine almam gereken iki çocuk ya da sohbet etmem gereken bi koca yok nası olsa. Bukadar karmaşanın arasında bir nefes iyi gelecek. İşimin niteliği vasıtasıyla bundan sonra 2-3 haftada bir İstanbul'a gidip gelmem gerekecek gibi gözüküyor, artık daha bir özgür olucam İnşallah...

Hadi bakalım, daldan dala atlayalım:))

Kücük kız 2 yaşına geldi, İtalya'ya giderken sütten kesmiştim, alıştı çok şükür, şimdi bensiz çok daha rahat kalabiliyor ve geceleri pek uyanmıyor. Benim için daha travmatik oldu sanırım, son kez emzirdiğimde gözlerim dolu dolu oldu.. Allahın izniyle, yani hayırlısıyla bir daha çocuk düşünmüyorum, o nedenle bir daha çocuk emzirmeyeceğim gibi gözüküyor.

Küçük iki yaşına geldi dedim ama aslında çarşamba doğumgünü. İçinde bulunduğumuz şartlar nedeniyle büyük bir parti yapmak mümkün olmayacak ama çocuğumun da doğun gününü ufak da olsa kutlamak istiyorum. Eşim biraz bozulsa da ses etmedi, ben de bizim tarafı yani abimleri ve annemleri çağırıp bi pasta kesicem. Çocuğumun suçu ne yani, üzüntüden anlamıyor ama mutluluktan mum müflemekten anlıyor.

Abimin testleri son süret devam ediyor, cuma gününe kadar ne olup bittiği ve tedavi süreci kesinleşecek sanırım. O nedenle şimdilik yok sayma eğilimindeyim.

Koca bey çok yorgun çok donuk, benle ve çocuklarla hiç ilgilenmiyor, tek başıma yaşıyor gibiyim, bu dönemi de atlatırız inşallah.

Kilo mevzusunu batırdım, 69 kiloyum, napiyim öleyim miii??? Dönüşüm muhteşem olacak merak etmeyin valla bırakmadım pes etmedimm.

Hepinizi öpüyorum

14 Kasım 2013 Perşembe

Kader..

Yazmadığım süre içerisinde ne çok şey oldu anlatamam. Koca beyle Roma gezimiz süper geçti. Daha doğrusu ilk 2 günü süper geçti. Günde en az 20,000 adım atmışız, ıh demeden benimle birlikte gezdi. Roma'da ayak basmadık yer bırakmadık. Ne güzel fotoğraflar çektim sizinle paylaşmak için. Neler yazacağımı filan planladım kafamda ama kader dedik ya gene karmakarışık bir post olacak bu...

Roma'da meşhur olan ne varsa yaptım, makarnanın pizzanın ve dondurmanın dibine vurdum, tiramisuları yuttum, şarapları götürdüm. Çok aşırı yürüdüğümüz için yarım kilo alarak dönmüşüm ama olsun sorun değil diyorum. Koca bey de bir damla alkol almadı, ben içtim karşısında tadına bile bakmadı. Bi de pek iyiydi.Sonra....

Roma gezimizin 3.gününde koca beyin dayısının hastaneye kaldırıldığını ve durumunun ciddi olduğunu öğrendik. Daha sonra hastane işleri, haberleşmeler vs. benle olduğu sürenin yarısında telefonla konuştu. Diğer yarısında da boş gözlerle gezdi dolaştı. Dayısını çok sevdiği için gerçekten üzüldü ve zevk alamadı artık. Ben her zamanki bencilliğimle, buradan beri ne yapabiliriz ilk defa geldik bari hakkını verelim mantığıyla hareket ettim ve gezip dolaşmaya devam ettim. Sonuçta kan bağım yok, severdim iyi adamdı ama o kadar, gönül bağım yoktu anlayacağınız, üzüldüm üzülmesine ancak bu benim moralimi aşırı bozmadı.

Döndük, dayımız hastanede olduğundan eşim hep hastane işleriyle uğraştı, annesini teskin etti filan derken ben yanlız 3 gün geçirdim. doğru düzgün uğramaz oldu ama haklı sebepleri olduğu için ses etmedim. Bunların ailesi de sürekli hasta oluyor filan diye salak salak düşünürken Allahın sopası beynime zonk diye vurdu. Abimin kanser olduğunu öğrendim. ŞOOKKK... İşyerindeydim ve öğrenince kapımı kapatım çocuk gibi bağıra çağıra 5 dakika ağladım. Millet merak etti ama bişey demedim, hastanedeki dayımız kötü olmuş filan diye geveledim ama yandım, yangın yeri gibiyim. Hemen eşime söyledim doktor ayarlandı testler filan yapılıp hastalığın seyri öğrenildikten sonra tedavi yapılacak,. Annemize babamıza söylemiycez, abim iştemiyor çünkü üzülüp moralimizi bozabilirler. Ben ilk şokta ağladım ama şimdi gene toparladım hiçbişey yokmuş gibi aşırı soğukkanlı kimliğime büründüm. Dışarıdan ne gamsız dedikleri cinstenim. Ama hiçkimseyle paylaşamayacağım bir yük altına girdim. Ertesi gün de dayımız vefaat etti. Çok pis bir uğursuzluk var üzerimizde ama gene de Allaha isyan yok, beterin beteri vardır derler ya çok doğru. Şimdi abim sigara içmez, içki içmez, kavgacı-sinirli biri değil, eşiyle çocuklarıyla mutlu, benim gibi ne bulursa götürmez, yemesine içmesine dikkat eder, kansorejen maddeler var diye kola, hazır yiyecekler almaz aldırmaz, niye oldu bu yahu??? Ben kendim olsam bi açıklaması var ama böyle bir adam, nası yani...

Şimdi bulut gibi dolaşıyorum, uzaktan bakınca bembeyaz pamuk gibi gözüküyorum ama yaklaşıp içine girdikçe yoğun sisten başka bişey değilim.

31 Ekim 2013 Perşembe

Nooluyo Lan Burda?????

Sizi gidi siziiii, demek bensiz zayıflamalara kalkıp bi de başarılı olursunuz haaaaaa???? :))) Herkesi tek tek tebrik ediyorum. Skinnyciğim harikasın valla, bi şey diyim mi, beni geçtin 67 olarak. Ben sabah 67,9'dum 100 gr da benden olsun 68im yani anlayacağın. İyiki beni buddy bellememişsin :)) Mucizecim, valla mucize yaratıyosun, yola devam. Ömürcüm, seni de kıskanıyorum haberin olsun. Terazi ayrı alem, iradesi beni öldürüyo, bırakmaya da yola devam etmeye de kendin karar veriyosun ya bravo. İncebelli senden ses seda çıkmıyo, zannımca sen ve ben çöp tenekesi yanında tek ayak üzerinde duranlardanız:)) Ama sen bi depar atar hepimizi geçersin kesin, korktum ben senden:)))

Beni sorarsanız valla diyet miyet yok, ortaya karışık yani. Sabah az, akşam çok yemece şeklindeyim. Cumartesi büyük kızın doğum günü partisi var. Onun hazırlıklarıyla uğraşıyorum. Süslemeleri filan sipariş ettim, yapılacakların alışverişi de tamam. Bakıcı ablamız da elinden geldiğince hazırlamaya yardım ediyo. Ama gene de stres oldum. Anasını satıyım sadece 2 çocuk 1 bebek olacak bizimkilerden başka, analar babalar için hazırlanıyorum yani. Küçük kızın da 20 gün sonra, onun telaşesi başlamadı henüz.

Sizi kıskandırıciiim şekerlerim şimdi. Haftaya Roma'ya gidiyoruz koca beyle birlikte. Çocukları bırakıyoruz ve başbaşa ikinci balayına çıkıyoruz. Koca beyim bir iyi oldu bir iyi oldu sormayın a dostlar 1 aydan fazladır alkol almıyor, eve erken geliyor ve herzamankinden daha ilgili. Depresyon hapları işe yaradı heralde. Ama kendinin de düzelmeye çok gayreti var. Ben de elimden geldiğince mutlu etmeye çalışıyorum, huzur veriyorum diyeyim:))) Romada çok yerim ama çok da gezerim. Döndükten sonra korkun benden kızlarrrrrrr.. 

21 Ekim 2013 Pazartesi

Her Bayram Sonrası...

Her bayram sonrası benim klasik lafım "Allah benim belamı versin, ben bir öküzüm"... Böhüüüü çok üzgünüm yedim yedim yattım yuvarlandım. Siz böyle güzel güzel devam ederken ben 68e geri döndüm. Ulan kendime de kızıyorum bedenime de kızıyorum, 2 hafta altı ustu yedim, 1,5 kilo da neyin nesi şimdi. 66,5la ayrılmıştım 68le geldim. Aslında daha da yüksek bir rakamdı da anca yolculuk ödemimi attım. Ben yokken masama bayram çikolatası bırakılmış 1 kutu, ondan da tırtıklıyorum şimdi. Utanıyorum valla sizden ya...

4 Ekim 2013 Cuma

Kızmayın Rejimdaşlarım...

Anladım ki buradaki iş yoğunluğu ben ne kadar çalışırsam çalışayım azalmayacak, o nedenle işleri bekletip yazılarıma geri dönmeye karar verdim. Hepinizi takip ediyorum ama aktıf katılımın tadı bir başka valla :)

14 gün süresince naaptığıma gelirsek, hiçbişey yapmadım:) Kilom aynı; 65,5-66,5 arasında değişiyor her gün. En azından kilomu sabitledim diyerek kendimi avutuyorum. 60 kilo olmadan içim asla rahat etmeyecek ve rejim modundan çıkamayacağımı anladım. Şimdi duraksama devresindeyim, yani vücut duraksamadı ben duraksadım:) Rejim yapamıyorum, hep bir aksilik bir yeme ortamı oluşuyor ama nedense asla vicdan azabı çekmiyorum. Ne yersem miktarına dikkat etmeye çalışıyorum, ya da diğer öğünlerde dengeliyorum. Kendimi salamam bundan sonra, çünkü övgüler hala devam ediyor çok iyi oldun gençleştin filan diye. Dedim ya sadece 6 kilo verdim ama demek ki 6 kilo bile bir noktadan sonra çok fark yaratıyormuş.

Yürüyüşlere devam edemiyorum, geçen hafta sadece 2 kere yürümüşken bu hafta hiç çıkamadım. Ama devam edicem öğlen yürüyüşlerime, yağmur yağmadığı sürece soğuk beni durduramaz :)

Normal yaşantımdan bahsedersek, çok sıkıntılı günler atlattık ailece. Sonunda dediğim çıktı, koca beyin ciddi bir depresyon geçirdiği anlaşıldı. Neden diye sorarsanız valla ben de bilmiyorum. Psikiyatriste götürdüm, ciddi ilaçlar verdi, alkol bağımlılığı olduğuna kanaat getirdi ve yasakladı, ya kendi bırakması gerektiğini ya da ciddi destek alarak(alkol tedavisi yani) bundan vazgeçmesi gerektiğini belirtti. Ama sorun sadece alkol değil, aynı zamanda psikolojik. Mutsuzdu, çook mutsuzdu. Hayatın anlamını kaybettim ama sizi kaybedemem dedi. Ben her zaman, biz sana sorumluluk ve hayat tarzı anlamıda yük oluyorsak ayrılalım derdim eşime. Ama galiba çok dokunmuş, doktor iyiki ayrılmamışsınız yoksa kendine zarar verebilirdi dedi. Ben tabi şoka girdim. Beni sallamayanı, beni kaybetmekten korkmayanı ben ne sallıycam diyip boşayacaktım ya, aslında içki nedeniyle muhakeme yeteneğini kaybedip sorumsuzca davranıyor sonra pişman oluyor ama bir çıkış yolu bulamıyormuş. Yani depresyon-mutsuzluk ve içki sarmalı nedeniyle bööle şeyler yaşamışız. Herneyse, çok şeker bir doktordu, ben çok sevdim. Eşimin de aklına yattı. 4 gündür içki içmiyor, ilaçlarını içip iyi davranmaya çalışıyor. Ben de destek oluyorum. Ama gene bak bu sana son inanışım, hastaneye yatırmadım seni, ama gene lüzumsuzluk yaparsan bu sefer yanında olmayacağım diye tehdit ettim:) Bağımlıysan hastaneye yat, yardım iste de mi. Kendim hallederim dedi, bakalım gene inandık :)

Akşama Bodruma gidiyoruz, huzur tatili yapıcaz. Kayınvalide de orda gerçi. Önceden olsa sorun etmezdim ama bu olaylar sırasında benle saçma sapan konuştu, beni irrite etti. Dağınıkmışım, ilgilenmemişim, evde mutlu olmayan erkek dışarı çıkarmış vs.. Ama bunları sevecenlik kısvesi altında söylüyor.  Benim oğlumun hataları da vardır elbet ama senin de kusurların var. Boşanıcaksan boşanma demem ama daha mutlu olmayacaksın filan dedi. Bir de benim çok ayıp bir hatamı yüzüme vurdu. Evet yanlışlıkla ortada bişey unutmuşum, bu da almış kaldırmış. Çok dağınıksın diyo bana. Ee arkadaşlar, evinize kimseyi misafirlik harici sokmayın diyorum, başka da bişey demiyorum. Çocuk bakacam diye sabahın köründe gelip akşama kadar evde kalırsa her haltınızı öğrenip aleyhinize delil olarak kullanabilirler. 3 sene sonra bile olsa... Şimdi gidiyoruz ya, iyice dikkatli olmam lazım helime hareketlerime.

Yav yazdıkça delleniyorum, kadına oğlunun alkol sorunu var boşuycam diyorum (doktora götürmemiştim o zaman) alkolik olsa ramazanda içmez, evde mutlu değil dışarı ondan çıkıyo, izin verme sen de diyo bana. La havleee... Birşey daha öğrendim, kayınvalideden anne olmaz, olsa olsa üvey anne olur, bööle kendi evladını kayırır...

Genel ruh halime gelirsek pek keyifliyim. Dediğim çıktı, haklı olduğum anlaşıldı, koca bey düzelme adında adımlar attı, kayınvalideyi daha iyi tanıdım elime koz verdi, iyilik yaptı kafama kaktı diyebilirim artık, işlerim güzel, çocuklarım iyi, herzamankinden daha güçlüyüm. Şu 6 kilocuk daha gitse de süper ötesi olsam:))) Ama daha değil, ne zaman güç toplarsam o zaman bi atak daha yapıciim.

Haftaya ve bayramda görüşemeyeceğimizden herkese şimdiden iyibayramlar diyor, +2 ile değil -1 ile görüşmeyi diliyorum :)

Öptümmmm

20 Eylül 2013 Cuma

Burdayım bi yere gitmedim

Pazartesi yazmam gereken bildirim yazısını ancak şimdi yazabiliyorum ama nası olsa pas diyeceğim için gecikme sıkıntı yaratmaz:) Pas derken kilo almadım ama 65,8-66,3 arasında gidip geliyor. Kaç haftadır bu kiloda sabitlendim. Ama vucut diyete direnç gösteriyo diyemem çünkü bir gün yiyorum bi gün yemiyorum, eskisi gibi tamamen rejime uygun beslenemiyorum. Pazartesi de aynı sonuç gelir, iki haftadır 65e veda etme planlarım suya düştü. Silkinip kendime gelmem lazım. Bu hafta sadece 1 gün yürüyüş yapabildim, diğer bütün öğlenler dışarıda yemek yedim, tabiki de çok diyetsel olmadı.

Koca bey spor salonuna aile üyeliği yaptırdı, bundan sonra çoluk çocuk gidicez, en azından 1 saat spor yapar sonra çocuklarla havuzda eğlenirim. Ya da totomu kaldırabilirsem sabah erken gider 1 saat bişeyler yaparım. Popo bacaklar küçüldü biraz ama sırt ve kollarımın biraz daha düzelmeye ihtiyacı var. Yürüyerek düzelmiyor namert şeyler:)) Ve elbette göbüş problemi de çözülmeli :)

Terfi aldım demiştim ya, işlerim çok yoğunlaştı. O nedenle sık ve uzun yazamasam da ara ara yazarım. Ama çok pis takipteyim bilesiniz:))

9 Eylül 2013 Pazartesi

9.Hafta Sonucu: 65,8

Hoşgeldin 65 :)) Çok zor oldu ama sonunda kavuştuk birbirimize :) Valla bu haftaki dengesiz yeme içmelerimden sonra hiç beklemiyordum ama çok güzel oldu yaw.. Üstelik de bugun regl olmuşum, şişlik mişlik de vardır dersek süper süper süper...

Hayatımda herşey güzel gitmeye başladı. Şaşırmayın, ben çift kişilikli miyim neyim anlamadım ama koca beyle arayı düzelttim. Üç gün öncesine kadar testereyle canlı canlı doğrayıp etini köpeklere atasım varken bugün canciğer olduk. Cuma akşamı arkadaşımla buluştuk ve bendeki olumsuzluğu fark edip de sorular sormaya başlayınca herşeyi anlattım. Eşimi de beni de tanır, yaptığı yorumlar beni çok etkiledi. Kocamın beni aldatmasının mümkün olmadığını, beni çok sevdiğinin çok sahiplendiğinin aşikar olduğunu ama geç gelmelerini tölare etmemem gerektiğini, barışacaksam da herşeyi tamamen silip barışmamı, yoksa derhal boşamam gerektiğini söyledi. Ben ne kocalar gördüm arkadaşlarımdan dolayı, sen seninkini öp de başına dedi :)))

Düşündüüüm taşındım, herşeyi sildim, koca beyin gözündeki pişmanlığı, korkusunu gördüm, bir daha bu mevzuların aramızda geçmeyeceğini, bunun son şansı olduğunu, birdaha yaparsa doğrudan boşayacağımı söyledim. Koca bey de gerçekten yalan söylemesinin çok büyük yanlış olduğunu, beni asla aldatmadığını ve asla da aldatmayacağını, bu yuvayı yıkmamak adına artık geç gelmeyeceğini söyledi. Zaten geç gelirse, tek bir yalanını dahi yakalarsam bu işin biteceğini çok açık bir şekilde ifade ettim. Geç gelmek derken en geç birde evde olacak yani. Ona bişey demem zaten. Ama gözümün döndüğünü anladı. Bu yuvayı yıkmak istemediğimi, ama mecbur kalırsam beni buna zorlarsa düşünmeden ayrılacağımı güzel güzel anlattım. Bakalım bundan sonra benim yapabileceğim bir şey kalmadı, hayırlısı diyip önümüze bakalım.

İş hayatımda da bir değişiklik oldu, terfi sayılabilecek beni bir adım yukarı taşıyabilecek bir konuma atanmak üzereyim. Yani birim değişikliğim gerçekleşti, görev atama yazısı da yazılmak üzere.

Koca bey iyi, ailem iyi, kilom iyi, işim iyi, inşallah bi pislik olmaz bundan sonra..

Rejimdaş arkadaşlarım, kimse kilosunu niye yazmadı bakiiimmmmm???

6 Eylül 2013 Cuma

Son Durumlar

Öncelikle yorumlarınızla verdiğiniz destek için çok teşekkür ederim arkadaşlarım. Kısa bir özet geçecek olursak, bu seferki tartışma şiddetimiz en üst seviyede gerçekleşti, aslında en alt seviye de denebilir, defol git evimden, Allah belanı versin, geber vs. laflarını kullandığım için seviye epey düştü. Koca bey önce kuyruğu dik tutma çabasıyla boşanalım, zaten sana çok katlandım, bi huzur vermiyosun, ben seni aldatmadım hiç ama sen bana öyle muammele ediyorsun, arkadaşlarımla mangal yapıp içtiğim için bitecekse bu evlilik bitsin zaten filan dedi. Ben de hemen işlemleri başlat git hayatımdan diye böğürdüm. Öğlene doğru yan çizmeleri başladı, bana güven en iyi şekilde boşanacağız, çocukların velayeti sende olsun ama başka şehire gidersen alırım falan detay konuştuk güzel güzel. Öğleden sonra ise biraz daha düşünelim ayağı çekti. Akşama doğru da özür dileme faslına geçildi. Şimdiye kadar hiç kadın kokusu,izi,ruju,bööle kadın sesi, gizli konuşma filan yakalamadım ama niye geç geliyo, insan gece nası vakit geçirir diye düşündüğüm için aldatıyo mu lan beni acaba diye celallendim. Dün ise kimlerlesin diye sorduğumda bir arkadaşının ismini verdi. Yani 4 isim verdi, ben sadece birini tanıyorum. Bu kişinin eşiyle de ahbaplığım var. Tüm şerefimi ayaklar altına alarak karısını aradım ve dün eşin eve kaçta geldin dedim. Kadın da saat 10da evdeydi dedi. Zaten olay burdan patladı. İşin içine yalan karıştırmış salak kocam. Suratına vurduğumda da ordaki kimseyi tanımıyordun çok dır dır ettin ben de tanıdık biri de var imajı vermek ve senin dırdırından kurtulmak için o ismi söyledim dedi. Anasının çocuklarının üzerine yemin etti, şimdiye kadar hiç aldatmadım seni, ööle bir ortamda da olmadım. Ama içmekten arkadaşlarımla sohbet etmekten çok zevk alıyorum vs vs... Söyleyin a dostlar, ben ne yapayım. Gerçek düşüncen ne diyosanız beni kadınla aldatmadığını düşünüyorum ama yalan söylemek de aldatmaktır diyip kocayı odunla dövmek istiyorum. Sabah da aradı, sen sonuna kadar haklısın, yalan söylememeliydim, benim yerim senin yanın sensiz mutlu olamam kavga dövüşe bile alıştım. Ben de dedim ki, bundan sonra senin peşine mi düşücem, ben huzurlu değilim, özür dileyince herşey unutuluyor mu, böyle yaşayamam ben dedim. Koca bey de bundan sonra beni sorgulayacak hiçbir şey yapmayacağım, seni mutlu huzurlu yaşatacağım falan filan beylik laflarını etti.

Dün akşam da ben surat beş karış otururken çocuklarıma baktım, babalarının kucağına oturdular, biri bi yandan diğeri öbür yandan onu öpüp durdu. Çook iyi bir baba gerçekten, koca olarak da normalde çok iyi ama bu gece gezmeleri yüzünden huzurumuz yok. Def etsem mi hayatımdan dedim ama çocuklarıma kıyamadım. Çok pişman olduğunu, asla aldatmadığını ama yalan söylediği için tepkilerimde seon derece haklı olduğumu söyledi. Bi şans daha vericem cocuklarımın hatrına, ama bi daha böyle bişey olursa benden boşandım başlıklı bir post alacaksınız...

4 Eylül 2013 Çarşamba

Kilodan mühim şeyler...

Siz Mersin'e gide durun arkadaşlar ben tersine doğru devam ediyorum. Hergün akşam yemeği dahil süper gidiyorken yemekten sonra korkunç sapıtmalarım tekrar başladı. 3 gündür bu böyle, tamam bu son diye diye 3 gün çığrından çıktım. 65 yazacakken 67 olarak uyandım bu sabah.Allahtan yürüyüşlerime azimle devam ediyorum da vicdanım biraz olsun rahatlıyor. Koca bey bi türlü tekrar gidemedi. Bana 1 ay daha lazım, napmalı neetmeli onu göndermeli. O burdayken beni lüzumsuz yemeye sevk ediyor. Ama gece sapıtmalarımın suçlusu değil.

Dün gene geç geldi, sinirlerim zıpladı. Ben bunu öpe seve arkadaşıyla buluşmaya yolluyorum, o da geç gelmem merak etme karıcığım diyor ama gene sabahın 4ünde zor geldi. Neymiş efendim, arkadaşları mangal yapıyomuş da kalkamamış. 3.30da aradım nerdesin diye çemkirdim, yarım saate gelirim bizim eve çok yakınım dedi. Ama ben kudurdum bi kere, yarım saat sonra aradım aradım aradım üçüncüde açtı, geldim dedi. Eve geldi, beni rezil ettin dedi, arkadaşları dalga geçmiş. Dedim ki senin de o arkadaşlarının da Allah belasını versin. Hiç mi adam gibi arkadaşın yok senin dedim. Hepsi evliymiş de bitek ben dır dır ediyomuşum da... En sonunda senden nefret ediyorum dedim. İnsan azıcık korkar karısından, karısını sinirlendirmekten, üzmekten. Bütüün bunları dedim, demek ki arkadaşlarıyla eğlence evlilik hayatımızdaki huzurdan daha kıymetliymiş. Madem öyle, bu huzur havasına son veriyor ve suratsız/sevgisiz bir mariposayla başbaşa bırakıyorum onu... Küfürle bitirmek istemediğim için içimden geçen küfürü de siz tahmin edin, bu yazı da burda bitsin.

2 Eylül 2013 Pazartesi

8.hafta sonucu: 66,5 :((

Maalesef ki maalesef gene iki ileri bir geri oldu. Geçen hafta çarşamba 6 senedir gördüğüm en düşük rakamı gördüm tartıda. 65,3. Süper di mi? Üstelik de ağır tartan tartımda. Bu ne demek diye sormayın, benim 2 tartım var. Bir tanesi emektar tartıcım, koca beyi doğru düzgün tartmayınca (adam 120-130 civarı gidip geldikçe tartı da kafayı yedi tabi onu tartarken:)) yeni ve daha detaylı, şu yağ-kas oranı ölçümü yapanlardan güzelce bir tartı aldık. Lakin bir sorun var, bu tartı benim emektar tartıdan tam 600 gr daha ağır tartıyor. İkisi yanyana evde, bi ona bi ona çıkıyorum:))) Herneyse konuyu dağıtmayım, hafif tartıda 64, 7'yi, agır tartıda 65,3ü gördüm. Bu rakamlar benim için birer rekor(du).. 30 Ağustosu değerlendirip Eskişehir'e kuzenler toplantısına katıldım. Piknikte mangallar, çibörekler, yemeler içmeler derken üç günde 1 kilo almışım. Bir de koca beyle büyük cadı geldi, 1 hafta Ankara'da kalacaklar. Her akşam düzenli yemek bekler benim beyim :) Neyse ders oldu, eski sistemime devam edicem, koca beyi boşayıp kurtulamadıkça hayatımda sadece kendime göre hareket edemeyeceğimi anlamalı ve ona göre erken yemelerime, akşam hafif geçiştirmelere devam etmeliyim. Yani bu benim hayat tarzım olmalı, anladım artık.

Rejimdaş arkadaşlarım, siz de başladınız şimdi süper oldu. Herkes birbirini gazlasın, kilolar erisin gitsin:)

Sporu bırakmak yok anacım, benden size tavsiye mi diyim ne diyim, spor yaptıkça insan daha disipline oluyor. Ağır tartıda 65.0ı görür görmez pilates tarzı kol ve göbek çalışmalarına başlıycam. O zamana kadar günde 45 dk tempolu yürüyüş yapmaya çalışıcam. Hafta içi 4 gün yeter. Her gün olamaz, o kadar lüksüm yok maalesef hafta sonu da tek başıma tempolu yürüyeyim. Ama inanın 4 gün yürüyüş çok şey farkettiriyor. Yürüyüşe sonuna kadar devam edicem. Benim hedef 59. Yani 59-60 aralığında takılmak. İnşallah olacak, ben tüm kalbimle inanıyorum. Evrene de mesajımı bir kere de buradan yollamak istedim.

Haydi totolar havaya... :))))

27 Ağustos 2013 Salı

Tam 10 yıl önceydi...

2002 yılında üniversiteden mezun olmuş, KPSS sınavından yuksek puanlar alıp açılacak iş sınavlarını bekliyordum. Tabi bu sırada inek gibi çalışmaya devam ediyordum ki yapılacak yazılı sınavları da kazanabileyim. Gel zaman git zaman ardı arkasına pekçok sınav açıldı, benim de puan yuksek ya hepsini demiyim ama %90ının yazılısını kazandım. Ilk yazılı sınavı kazandığım açıklanınca aldı beni bir telaş. Yahu ben mülakatta ne giyicem?? Herşeyin raconu olduğu gibi bu mülakatların da bir raconu var, koyu renk takım elbise ve beyaz gömlek. Üniversiteden mezun bir yeniyetmenin ne takım elbisesi olsun. Hemen annemle koşa koşa takım elbise almaya gittik. O zaman da bööle büyük vatkalı ceketler filan modaydı heralde ki heryer bunlarla dolu. Gezdik gezdik gezdiik ve sonunda Herry'den kendime göre genç işi bir takım buldum ve hemen eteğiyle birlikte takımı kaptım. İşte o takımın pantolunu var ya, şu an benim üzerimde :)))))

Vay anasını sayın seyirciler...

26 Ağustos 2013 Pazartesi

7.hafta sonucu: 66,2

66 oldum sayılır artık:))) 71,4 ile başladım 7 haftada yaklaşık 5 kilo vermiş oldum. Aslında ortalamaya bakarsak haftada 1 kilo bile değil ama olsun, yavaş olsun benim olsun :) Cuma günü sabah 65,9u gördüm ama cumartesi sapıtınca pazar dikkat etmeme rağmen gene de 65i tekrar göremedim, inşallah pazartesi size 65li bir rakam yazıcam.

Botoksum çook güzel oldu arkadaşlar, hem pek belli değil hem de kırışıklıkları oldukça azalttı. Özellikle gülerken oluşan kaza ayağı ve yanak üstü kırışıklıkları var ya, onlarda çok etkili oldu. Ben de özellikle onlardan şikayet ediyordum, fotoğraflarda filan belli olmaya başlamıştı. Şimdi yüzüm parladı :)))

Cumartesi günkü maceram ise, eşimin kuzeninin çocuğu için yapmış olduğu sünnet mevlütüyle başladı. Gittim, 1 peynirli pide yedim, baklavadan filan yemedim. Nası olsa bugün mayalı yedim şişicem diye akşam da oldukça götürdüm, bi de bekunis yutarım sabaha bağırsaklar boşalır diye düşünmüştüm ama olmadı:))) Neyse artık, ara sıra böyle sapıtmaların en azından benim bünyeme iyi geldiğini düşünüyorum, metabolizma şaşırtmaca olayı yapıyorum, ama bu şaşırtmaca 2 günden fazla sürerse en son şaşıran tartının ibresi oluyor benden söylemesi :)))

Evlerine gittiğim kuzen ve kardeşi kısa boylu ve kiloluydu zaten. Ne zamandır da görmemiştim. Aman Allahım, çoook fena olmuş ikiside. Birinin çocuğu 11 aylık, diğeri 3,5 aylık. Ama ikisi de kilo vermek bi yana artık üzerine kaç kilo koymuşlar bilemiyorum. Sevgili arkadaşlarım, bunlar bizim akrabalarımız olmasına karşın azcık kilo verin diyemedim. Millet de bize diyemeyip arkamızdan çook fena çoook diye konuşuyodur. Lüften rica ediyorum kendi boğazımıza ve birbirimize sahip çıkalım, yemeyelim, ideal olamasak bile hafif kilolu mertebesini geçmeyelim.

Cuma günü eskiden birlikte çalıştığım mesai arkadaşlarımdan biriyle denk geldik. Çok samimi değiliz, kendisi de bir erkek. Mariposa hanım, naaptınız neettiniz müthiş bir değişim var farketmemek mümkün değil, napıyosanız devam edin dedi. Demek ki farkediliyor artık yavaştan. 6 kilo daha verdim mi benim işim tamam. Hatta 7 kilo yapıp 59-60 arası sabitlersem benden iyisi olmaz... Yavaş olsun kesin olsun, 6 hafta daha böyle devam edebilirim sanırım. Hatta şu kefirli detoks haftasını tekrarlasam da 65i silkelesem mi diye düşünüyorum çünkü o programda haftada 2 kilo gidiyor kesin. 

22 Ağustos 2013 Perşembe

Botokslandım :)))

Evet yaptımi sonunda yaptım:) Ama korkuyorum yahu, simdiden pek bisey belli değil daha anca yarım saat oldu, ben de koştura koştura size haber vereyim dedim:) Doktorcum bir tam doz uyguladım dedi, çok doğal olmasını sıkı sıkı tembih ettim, kaşlar kalkmayacak ööle, valla kamu kurumundayım milletin dalga konusu oluveririm:)) Çok güzel oldu he he filan yapıp gönderdi. Gelelim prosedüre... Önce botoks yapılacak bölgeler temizlenip kremle hafif uyuşturuluyor. Sonra doktor gelip kırışıklıklara minik minik enjeksiyon yapıyor. Soracağınız soruları tahmin ediyorum. Hayır ööle aşırı bir acıma yok uygulama esnasında ama sinek ısırığından da hallice yani:) 15 dk filan sürüyo. Ben öğle tatilinden hemen önce yaptırdım. Uygulamadan hemen sonra üzerine buz koyuyorlar çünkü yanma başlıyor. Ben hemen aynaya baktım, bikaç yeri arı sokmuş gibi olmuştu:) yarım saat sonra kızarıklık ve şişlikler inmeye başlıyor. Yani dünku sivrisinek ısırığı kıvamına geliyor:) Bi yarım saat daha bekleyip yemeğe ineceğim bakalım o zamana kadar yüzüm gözüm çok uyumaktan şişmiş kıvamına gelir belki:)))

Pozitif düşüncelere sahibim şu an, herşey güzel olacak şişlikler inecek kırışıklıklar gidecek, 3-5 yaş gençleşilecek:)))

Ayrıca da sabah 66yı gördüüüm:) O gazla yıllardır giyemediğim önü kavuşmayan neredeyse 1 karış açıklık bulunan M beden Network gömleğimi denedim, oldu:))) Yanlız tabi bööle bol bol olmadı, düğmeler çok germeyecek şekilde kavuştu diyelim. Ben de altına lacivert eteğimi giydim, topukluları çektim. İşe gelince pek bir iltifat aldım. Hatta kilo verince küçüldün heybetini kaybetmeye başladın diyen bile oldu:))) Ama ben gene de gömleği patlatırım rezil olurum diye yanıma siyah bir bluz aldım:)))

Koca bey de botokstayken aradı, ayak üstü biryığın yalan soylemek zorunda kaldım, Allah affetsin ne yapıyosan daha genç daha güzel olabilmek için. EE bu da sonuçta kocama yarıyacak, di mi:))

20 Ağustos 2013 Salı

Konuşulası Mevzuular

Az önce koca bey aradı. En sevimli sesimle açtım, nasılsın kocacım iyimisin bla bla klasik 30 saniyelik giriş konuşması yaptık. Sen napıyosun diye sordu. Hiiiç, hiçbişey yapmıyorum dedim. 5 saniye sonra ee daha başka bişey yok mu, neler yapıyosun diye tekrar sordu. Dedim ya bişey yapmıyorum diye çemkirdim sonunda. Yaw biz adamla konuşacak bişey bulamaz olmuşuz. Düşündüm sonra, hakikaten bişey yapmıyor muyum diye. Desem ki dün işlerimi erken bitirip öğle tatilinde kuaföre gittim. Saçımı koyu renge boyatacaktım ama salak kuaför açık renge boyadı, adamı fırçaladım tekrar koyu renge boyattım. Bu defer de fazla koyu oldu ama nası olsa akacak diye çok takmadım. Ama 1,5 saatte bitecek işim 2,5 saatte zor bitti, koşa koşa işe yetiştim deseeeem, ne işin var mesai saatinde kuaförde, memur zihniyetini bitirmeli diyecek. Sabah minik kurbağam lazımlığa yaptı kakasını ilk defa deseeem, sabah sabah çok da iç açıcı bir konu değil. Diyetime çok dikkat ediyorum, sabah şunu yedim bunu içtim deseeeeeem banane diyecek. Perşembe günü botoks yaptırıcam hem çok heyecanlıyım hem çok endişeliyim kötü olur diye deseeem, engellemeye çalışacak. Ne gerek var diye bi de beni fırçalayacak. Yarın toplantıya katılacağım bir bakanlığa gidiyoruz desem, sana toplantılarda asılan olmuyo di mi diye sorguya çekecek (daha önce yapmıştı). Hastayım ağzım burnum akıyo desem, üstünkörü bir geçmiş olsun diyecek çünkü benim hasta olduğuma pek inanmaz. Geçen kış yatak döşek hazta olup mecburen 3 gün rapor aldığımızda tatil yaptığımı varsayıp zorla ufak bir seyehat ayarlamıştı. Sen gelene kadar 65 kilo olmaya çalışıyorum deseeem çok özledim seni gelince yakalayıp yatağa atıcam diycek:) Sabah sabah da ben bu tarz konuşmalara gelemem :)

Ne konuşayım yaw ben bu adamla sabahları:))))

19 Ağustos 2013 Pazartesi

6.Hafta Sonucu:67,1

Perşembe sabahı yola çıkarken 66,1'dim ama maalesef 3 günlük çılgın yiyicilikten sonra tekrar eski kiloma döndüm. sadece pide yiycem demiştim ama tereyağlı mantıları, pirzolaları, nokulları, ballı kaymaklı kahvaltıları ve de külah külah dondurmaları götürünce tekrar 67ye çıktım. Mühim değil, çabuk gelen çabuk gider mantığıyla haftaya pazartesi 66yı tekrar göreceğime kesinlikle inanıyorum. Bu hafta yürüyüşlerimi aksatmaz ve klasik salata bi parça et öğünlerime devam edersem hiç sorun olmaz.

Yedim, pişman değilim, bir daha annaneciğimle ne zaman böyle keyifli zaman geçiririm bilinmez.

Biraz kendimden bahsedeyim, bu aralar benim amir tatilde olduğu için işleri iyice yayarak yapıyorum, kendime vakit ayırabiliyorum. Koca bey ve küçük cadı da olmayınca zamanımı sadece küçük cadıya ve kendime harcıyorum. Resmen küçük cadıyla aşk yaşamaya başladım, sürekli birbirimizi öpüyoruz:))) Koca beyi de özledim ama bizimkisi zorunlu bir ayrılık olmadığı için çok da koymuyor. Ay başında gelecek, o gelene kadar 65i muhakkak görmem lazım. O da beslenmesine dikkat ediyormuş, 121, görmüş. Ramazan başında 129 kiloydu. İki taraf da azimli bu sefer:)))

Annemle babam bu sabah Alanyaya gidiyorlar. Tamamen yanlız kaldım, ne eşimin tarafından ne de kendi tarafımdan hemen hiç kimse kalmadı. Umarım başıma iş gelmez:)))

Hayat güzel bee, akrabalarla vakit geçirmek çok güzel ama bir yerde insan kendi evini özlüyor. Alanyada mutluydum, Alaçamda da mutluydum ama kendi evimde çook daha mutluyum. Kendi evim, kendi düzenim... İnsanın gidecek kapısının olması çok güzel ama döneceği evinin olması daha güzel :)))

14 Ağustos 2013 Çarşamba

4 ve 5. haftalar sonucu; 67,1

Görüldüğü üzere bayram bitti ama ben bitmedim, kaldığım yerden devam ediyorum. Üstelik regl olmuşum gene:) Yani reglimin ilk gününde 67,1 çıkmak iyi oldu. Bu arada bu rakam salı gününe ait, dün yazamadım bloga bi türlü. Köpek gibi spor yaptım biraz da aç yattım sabah 66,4'tüm :) Cuma günü Samsun'a yolculuk var hafta sonu için annaneyi ziyarete gidiyorum. Annem iyiydi, yedirmedi aksine yürüyüşe teşvik etti ondan kilo kontrolü yapabildim. Annanem öyle mi, hem yesin hem yedirsin:) Ama ben bu 66nın peşini bırakamam çok uzun zamandır kavuşmayı bekliyordum. Gene de yuvarlak pideden yiycem anasını satayım, başka bişey yemiycem bi onu yiycem:))  Hedefimi düşürüyorum bu hafta, hem küçük bir kaçamak olacak hem de tartılma günlerimi salıdan pazartesiye çekeceğim için 6 günlük sonucu yazacağım. Yuvarlak hesap 66 diyorum haftaya pazartesi için. Bugün 66,4ü gördüm ya, hem 66 ya ulaşmak daha kolay olacak hem de sabitlemek için biraz vakit gerekli.

Herkesi öpüyor, bayram seyran tatil demeden boğazlarımıza hakim olmayı temenni ediyorum:))

30 Temmuz 2013 Salı

3. hafta sonucu:67,9 :(((

Ben bekle beni 67 derken bunu kastetmemiştim :(( Tamam kabul ediyorum iki akşam davetler münasebetiyle abarmadan normal şekilde yemiş ama tatlıdan kaçırmış olabilirim ama geri kalan tüm günler ve öğünler bukadar dikkat ederken, üstelik de 4 gün 45 dakika yürümüşken 300 gr da neyin nesi oluyor ya. Ayıp valla metabolizmacım, lan 5 gün gayet efendi efendi takıldım, 67yi es geçme planları yapıyorken neredeyse 68de kalacakmışım. Anlamadığım nokta şu, ben diyet yapmasam zaten bunların hepsini misli misli yiyecektim, arada tatlılar çikolatalar götürüp göbeğimi kaşıya kaşıya oturacaktım. Gene de iki ileri bi geri sabitlediğim 69-71 arasında dolanırdım. Nerde kaldı benim dikkat ettiğim günlerin ödülüüüü??? Neyse isyan yok, yola devam.

Bu hafta da boyle olsun bakalım, ufak ama sağlam adımlarla gidiyorum diyip kendimi kandırayım. Cuma akşamı yola çıkıyorum annemlerin yazlığa yolcuyum. Allahtan annem de dikkat ediyor, yürüyüş yapıyor. Dönüşte 67 olacam kesin kararlıyım, 66,9 olursa süper olur:)) Bu arada 2 haftada 1 kilo koymuş oldum hedefimi, bayram mayram sekteye uğrasak da ucundan tutayım diye :)

Koca beyi de perşembe akşamı uğurluyorum büyük kızımla beraber. Dönüşte kimse olmayacak 1 ay yanlızım o zaman 4 kilo vermeyi hedefliyorum, küçük cadıyı atarım arabaya takılırız beraber, ben onun peşinden koşarken zaten yamulurum yorgunuktan:)

Herkesi öpüyorum, tatlısız günler diliyorum:)

23 Temmuz 2013 Salı

2.hafta sonucu: 68,2

Aslında rejim listesine %70 uymuş olmama rağmen regl olmam ve biraz da kaçamaklarım sonucunda sadece 600 gr verebildim. Gene de güzel bir sonuç diye düşünüyorum çünkü genelde regl dönemimde az da olsa vermek motivasyonumun devamını sağladı. İnşallah haftaya daha başarılı olacağım, hem ödemimi atmış olurum hem de çeldiricilere karşı daha dayanıklı olabilirim.

Geçen haftayı özet geçersek, 5 gün 45 dk yürüyüş yaptım. Bir kere iftara davetliydik, oldukça az yedim ama bir porsyon güllaç yutuvermişim. Bir de dün akşam koca beyle yemeğe çıktık, orda çok fazla yedim, rejimi bırak normal insan öğününden bile fazla oldu. Olsun, bünyeyi tamamen herşeyden yoksun bırakmamak lazım.

Beni bekle 67, haftaya yanına geliyorum:)))

Koca beyle bir iyiyiz ki sormayın, ölecek miyim acaba:)))

16 Temmuz 2013 Salı

68,8

Uzun tatil döneminde biraz değil fazlasa yayılıp kendimi saldığım için döndüğüm gün tartıda 72,2 rakamını görünce soka uğramış ancak bunun yolculuğun sebep olduğu şişlikten kaynaklandığına karar vermiştim. Gerçekten de şişlik inince 71,4 rakamını gördüm ki bu da benim için oldukça fazla bir rakamdı. Ertesi gün de aynı rakam olunca tatili +1,5 kilo ile kapattığımı anladım ve tabi hemen diyete başladım. Geçen postumda yazdığım gibi ilk hafta kefirli detoks programını uyguladım ve 4 gün 45 dakika hızlı tempoda yürüdüm. Kaçamak da yapmadım, yarım porsiyon güllaç dışında :)) Sonuç muhteşemmmmm.... Sabah 68,8 i gördüm. Aslında dün sabah 68,4 tüm ama son rakamı almak durumunda olduğum için 1 haftalık detoksun sonucunu 68,8 olarak kabul ediyor ve - 2,6 yaparak kendimce bir rekor kırmış bulunuyorum. Yaklaşık 3 ay gibi bir süredir yanılmıyorsam hiç 68li rakam görmemiştim. Benim için büyük moral oldu. Bundan sonra bu derece kilo kaybı mümkün değil biliyorum, haftada 1 kiloyu öper başıma koyarım:)))

Bu akşam iftar davetim var, programıma göre sınırsız sebze çorbası içmem gerekiyor ama mecburiyetten dolayı akşam öğünümü değiştirip fırında tavuk ve bol yeşil salata yemeyi planlıyorum. Bu akşamı hasarsız atlatmak benim için büyük sınav olacak çünkü tatlılar mezeler filan hazırlamak durumundayım Göz görmeyince gönül katlanıyor ama önümde serili sofra olunca biraz zorlanıyorum. Disiplinimi sağlamlaştırmak için biraz daha sürem olsa iyi olurdu.

Koca bey de dikkat ediyor. İftarda ve sahurda çok az yiyip spor yapıyor. Taabi onun kilosu çok olduğundan dolayı verdiği kilo da oldukça fazla, 1 haftada 5 kilo verdi adam. Gene 2 kilosu su olsa 3 kilo yağdan vermiştir. Bakalım karı koca farklı şekilde dikkat ederek fazlalıkları atmaya çalışıyoruz, umarım başarılı olabiliriz.

Bu arada cumartesi evlilik yıldönümümüzdü, biz kutlamak yerine kavga etmeyi tercih ettik :((

10 Temmuz 2013 Çarşamba

3 haftalık tatilden sonra çalışmak da zormuş kardeşim...

Hafta başı itibarıyla 3 haftadır yaymış olduğum bedenimi sürüyerek işe getirmiş bulunuyorum. Aman da pek zormuş kardeşim devlet memurluğu :))) İnsanoğlu böyle nankör işte kardeşim yatmışın üç hafta, kanamadınmı diye sorarlar adama :) Kanamadım kardeşim, hep yatayım ben, arasıra işe geleyim paramı alıp az görünüp gideyim.. Vay anasını sayın seyirciler, benim gibi idealist, dünyayı kurtarmaya niyetli adamın 10 yıllık memuriyetten sonra dediği lafa bak :)

Bodruma kayınvalidenin yazlığına gittik çekirdek aile olaraktan. Ama bakıcı ablamızı da götürdüm. Allah gani gani razı olsun ondan, azbuçuk tatil yaptığımı anladım. Gece gündüz demeden baktı çocuklara. Üstelik hadi karı koca dışarı çıkın eğlenin diye bizi teşvik bile etti. Tabi alışmamış bünyeyi gece hayatına alıştırmak mümkün olmadığından 12de eve döndük hep benim yüzümden. Koca bey ise çocukluk arkadaşlarıyla site içinde sabahlara kadar oturdu. Ama kızmadım aksine ben gönderdim en azından 20 senelik arkadaşlarıyla çocuk gibi site içinde takılsınlar diye. Tabi bikaç akşam dışarı da çıktılar ama ses etmedim önümüz Ramazan diye.

Şimdi herşey güzel, koca bey yazlıkta noolmuş hani kilo veriyodun höhööö şeklindeki arkadaş zevzeklikleri yüzünden kilo vermeye karar verdi. İyi de oldu laf aramızda. Şimdi orucunu tutuyor ya, ben iftarda dünyaları yiyecek zannettim, adam harbi harbi dikkat ediyor, sahurda da aynı şekilde, zannımca en az 7-8 kilo verir bu gidişle bir ayda.

Ben de fırsat bu fırsat tekrar (!) rejime başladım. Ezgiciğimin listelerini baştan yapıyorum. Evden taşıyorum malzemelerimi üşenmiyorum. Öğlenleri de yürüyüş yapıyorum. Bunu yapalı da 2 gün oldu haa:) Neyse, sağlıklı yaşam için mecburuz anladım.

Sitede bi manken arkadaşçığımız var. Atmıyorum ha, 2 sene önce tanıştık, karı koca geliyolar onlar da yazlığa. Lakın eski mankenlerden sayılır yaş 35 :)Biz bayağı samimiyiz orda. Anam kadın geçen sene 50 kilo falandı heralde, zayıf manken işte, çok da hoştu, bu sene rejim yapmaya başlamış ve 8 kilo vermiş. Dedim ki, canım benim napıyon sen, ben öleyim o zaman. O da, etrafta çıtır çok, zayıf olunca daha çıtır gözüküyosun banane vercem diye ünledi. Yaw kardeşim, cidden kendimi kesesim geldi, vücudunda yağ yoktu zaten nerenden verdin diyemedim. Benim verceğim 10 kilocuk, gani gani yağ mevcut azıcık sıkacam dişimi.

Saçlarım iyice açılmıştı, çikolata kahvesine boyattım kendime de çok yakıştırdım.

Bi de bebelerimin uykusu düzene girse de, uykusuzluktan perişan olmuş benim yüzümün gözümün şişi inse süper olacak...



11 Haziran 2013 Salı

Doğumgünüm

Bugün değil ama bikaç gün önce 34 yaşımdan gün almış bulunmaktayım. Eee biten yaş söylendiğine göre 33 yaşındayım artık. Koca beyle aramız düzeldi, yani şimdilik iyi. Dogumgünümde çocukları annesine bıraktık, güzel bir yerde yemek yedik. Pastamı almış, dönüşte çoluk çocuk üfledik. Kendisi pasta merasiminden nefret eder, bense çok önem veririm. Sırf önem verdiğim için alması hoşuma gitti. Hediyeni almadım, ne istersen söyle senin istediğini alıcam filan dedi. Yani huyu suyu güzelleşti. Birkaç kez dışarı çıkmasına rağmen 12 civarı döndü. Beni üzecek şeyler yapmaktan kaçınıyor. Ama dediğim gibi, nereye kadar sürdürecek bu tutumunu, bilemiyorum. Boşanma planlarımı erteledim şimdilik:))

Kilolar aldı başını gitti, ancak bikaç gün dikkat ederek 70,6 ya dönebildim. Asla 70i görmeyeceğim demiştim, kilo mevzu bahis olunca insan işte bööle tükürdüğünü yalıyor. Haftaya tatile çıkmayı planlıyorum, o zaman biraz daha hareketleneceğimi ve daha rahat kilo kontrolü yapabileceğimi düşünüyorum.

Beklediğim terfiyi hala alamadım, canım sıkılıyor. 2 hafta izin aldıktan sonra belki bi 5 gün daha rapor patlatırım. Bakalım...



4 Haziran 2013 Salı

Direniş..

Bu nasıl bir yönetimdir ki sonunda bu kadar milleti sapıttırmayı başardılar. Ya azıcık da sesimizi duy, külhanbeyi ağzını bırak. Bizim de %50miz var evde zor tutuyoruz deme. Biz içsavaşta mıyız, niye insanları karşı karşıya getiriyorsun, niye meydan okuyorsun yatıştıracağın yerde. Senin dayılığınla normal birinin dayılığı birbirine benzemez, sen başbakansın seninkinin sonu facia olur. Ben dedim olur,yapılacak edilecek diye kestirip atma, çapulcu sürüsü deme. Azıcık saygı göster yahu... Ben oy vermedim diye dinsiz miyim, inaçsız mıyım, alkol kullanıyorum diye vatandaş değil miyim,fikrimin hiç mi önemi yok, başım bağlı değil diye kötü insan mıyım ben, ahlaksız mıyım, değersiz miyim, çapulcu muyum??

Şimdiye kadar bukadar insanı dışarda gördünüz mü, ben görmedim. Marjinal gruplardan bahsetmiyorum, yakıp yıkmak heleki günahsız esnafın camını çerçevesini indirmek vs. bunlar ayıp şeyler. Ama polisin sırtında Türk bayrağı taşıyan yeniyetmelerin saçından tutup sürüklemesi de ayıp. Nasıl polisin arasında psikopatlar varsa göstericilerin arasında da var. Bu iki uç noktayı da asla tasvip etmiyorum. Lakin düşüncemizi de söyleyebilelim, di mi..


Bu arada benim gibi analar herzamanki gibi bebelerinin başında durmak zorunda, uzaktan bakıp vah vah etmek durumunda..:(

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Ah içki sen nelere kadirsin...

Koca beyle mecburi şekilde katılmamız gereken bir davetten bahsetmiştim. Koca beyin çevresi ama ben de süklüm püklüm katılamayacağım için güzelce hazırlandım. Eve gidip giyindim, saç baş makyaj yerinde olunca koca bey çok beğendi. Çok güzel olmuşsun karıcım, seni ne zmandır böyle görmüyordum, ordaki en güzel kadın sen olcaksın, hep böyle ol.. vs sayıklamaya başladı. Ben böyle boşuna süslenemem, süslenirsem sen de evde oturcaksın tamam mı dedim, olur dedi :)) Neyse yıkayıp yağladı beni güzel bir şekilde yola koyulduk. Bendeki domuzluk bu iltifatların neticesinde biraz kırıldı ama. Neyse, arkadaşların arasına katıldık, eğlendik coştuk, ben o sırada 3 kadeh votka limon içtim. Bir mutluluk, bir kahkahalar, koca beyle sarılıp dansetmeler, sanki ayrılmaz ikili dün evlenmiş iki sevgili:)) Böyle şen şakrak bir geceden sonra cumartesi pazar kavgasız gürültüsüz muhabbetli devam etti. Pazar akşamı arkadaşıyla çıkmak istedi. Ben de geç kalma aramızı tekrar bozma dedim. Gerçekten saat 1,30da geldi. Sizlere göre gene fazladır balki ama benim kabulüm, böyle gelsin canımı yesin. Şimdilik sulh ilan ettik ama bakalım noolcak. Benim kocamın işi belli olmaz, gene geç gelirse (ki eminim gelecek yani hiç güvenmiyorum iyiliğine)daha şidetli yıpratma eylemleri deneyeceğim.

24 Mayıs 2013 Cuma

Bu ne perhiz...

Yok diyetle ilgili yazmıycam :)

Akşama koca beyin eşli katılması gereken bir toplantı var. Gideceğimizi 1 ay önceden belirttiğimiz için yan çizemedim. Aksine yan çizmek de istemedim. Giyinip kuşanıp mutlu aile tablomuzu ele güne ilan etmek üzere arz-ı endam edicez:) Aramız limoni desem limoni değil, kavgalıyız desem o da değil, bööle birbirimizle minimum iletişim kuruyoruz ama illaki kurmamız gereken durumlarda da hiçbişey yokmuş gibi davranıyoruz. Herkes kendi içinde yaşıyor heralde fırtınasını.

Ama asıl değinmek istediğim konu, giyinip süslenince pek de bi güzel oluyorum ayol :)). Öğlen arası kuaföre gittim saçımı topuz yaptırdım. Tırnaklarımda kırmızı oje, evde de ful maktaj yapınca fena diilim yani. Elbise biraz klasik ama ayakkabılarım fecii, bi karış topuklu :) Bazen diyorum ki Allah biliyo da zayıflatmıyo, şöyle manken gibi olsam kimbilir nası giyinirim:) 70 kiloyum ama boyum 1,69 (koca bey 1,67 olduğunu iddia ediyor biz 1,68 diyelim) olduğundan bi de vücut tipim çok dengeli olduğundan idare ediyorum. Benim omuzlar geniş, hükümet gibi kadınım valla:) Bi de heryer eşit dağılmış, genelde insanlar vücutlarını beğenmez ya, ben bayılıyorum "çatı"ma :) Zayıflayınca, üstelik sadece 5 kilo versem bile çok daha hoş olacağımı bilip de neden yapamıyorum, o da ayrı bir muamma.

Yazının sonunu gene diyete bağladım ya, ne diyim kendime :))

21 Mayıs 2013 Salı

Samsun'a yolculuk

Hafta sonu annanemin ameliyatı sonrasında kendisine bakmak değil ama ziyaret edip görmek ve moral vermek amacıyla 2 günlüğüne Samsun'a gittim. gideceğim ve neticede hasta ziyareti olacağı için çocukları koca beye ( aslında birini babaanneye diğerini annaneye) bıraktım. Cumartesi tam yola çıkacakken koca bey herzamanki gibi arıza çıkardı. Neymiş efendim hasta ziyaretine giderken taa samsuna 2 tepsi börek götürmeyi biliyomuşum da annesine bir geçmiş olsun demememişim. Olay da şu, kayınvalide cuma günü endoskopi oldu, midesinden parça laındı. Tabi biraz sarsılmış. Ben de aradım, uyuduğu için açmadı. Kayınpederi aradım, işte annem nasıl, bişey yapabilir miyim, çok geçmiş olsun diliyorum vs.. konuştum. Yahu cumartesi sabahın köründe bidaha aramalıymışım. Yahu aradım ya işte, niye beni huzursuz etmeye çalışıyosun giderayak. Neyse, biz küs bir şekilde ayrıldık, ili gün de iletişimimiz minimum seviyedeydi. Pazartesi döndüm, beni otogarda karşıladı, hemen yemeğe götürdü bişeyler yapmaya çalıştı ama ben çok gıcık kapmış olduğum için iyiniyetine aynı şekilde karşılık vermedim, veremedim içimden gelmedi. Akşamına gene bir kavga daha patlattık. Senle yaşanmaz diyo bana. Bak hele, bana şans veriyomuş. Bakalım aynı şansı ben sana veriyo muyum. Gece istediğin saatte geleceksin, zilzurna içeceksin, beni sallamayacaksın. Ama ertesi gün iyi davranınca benden de iyi davranmamı bekleyeceksin. Yok öyle yağma...

Gecenin bi körü gene atıştık, ben ona hatalarını söyledim, o bana hatalarımı söyledi. Sonuçta uzlaşamadık:))) İlişkimiz donuk bir vaziyette sürüyor. Haftada bir gün geç gelse ne olurmuş, herkes geç geliyomuş. Herkes arkadaşlarıyla yemeğini yiyip en geç 1 de evde oluyor. Gece 4,5 olmuyor. Hep sustum ama bu sefer susmıycam, kabul de etmiycem. Sonu nereye varırsa varsın. Ben eve 4te gelen kocayı istemiyorum arkadaş. En son geç gelişi ve büyük kavgamızdan sonra bişey yapmadı, bakalım ne kadar sürecek.

Bu arada iki günde 2 kilo aldım, oldum gene 71. Bu nasıl bir pisliktir ya, 10 günde zor verdim 2 günde hoop diye aldım. Biraz önce arkadaşım aradı. O da heo uğraşır, Karatay yaptığını ve acıkmadan 2 ayda 5 kilo verdiğini söyledi. Bakalım planıma Karatay'ı eklemeyi düşünüyorum. 62 olayım da koca bey kudursun...

Not: Samsun'a giderken Ladik tabelasını görünce Özüm aklıma geldi. Canım okuyorsan bi ses ver, aramıza geri dön:))

15 Mayıs 2013 Çarşamba

Hayatı akışına bırakmak..

Önceki postumda özetle koca beyin kafasını odunla yarmak gibi sadistçe düşüncelerimden bahsetmiş ve ondan kurtulmak istediğimi belirtmiştim. Bekledim bekledim hala kavga gürültü yok. Hiçbişey olmamış gibi davranmalara devam. Ama bir farkla, çocuklarıyla daha ilgili, geceleri ağlayana koşuyor uyutmaya çalışıyor, yemek konusunda sorunsuz(yemeğin altını hafifçe yakmama rağmen ses çıkarmadan yedi), kavgacılıktan uzak ve tekdüze devam ediyoruz. Üstelik bu sabah kahvaltı hazırlamış. Ben de normal konuşmalara devam ediyorum. Lakin bugün kandil olduğu için kapıdan çıkarken gel kandilini kutlayım dedim. 1 yaş büyük olduğum için zorla elimi öptürdüm, berhudar ol yavrum dedim :) Aramızdaki sıcaklık bundan ibaret.

Düzenli beslenme olayı bir iyi bir kötü devam ediyor. Dün akşam üzeri 1 paket çikolata yemeseydim iyiydi:) Yedim ama napiim başka türlü telafi ederiz. Geçen 3 gün yağmur münasebetiyle yürüyüş de yapamadım. 69,5 la devam ediyorum. Yavaş yavaş hallederim nası olsa.

İşyerinde ise amirim yok, 1 hafta yurtdışında. Klasik personel zihniyeti olarak yayıldıkça yayıldım, işleri sabah halledip öğleden sonraları film vs izliyorum.

Dün akşam kızlarıyla sarılıp bana bakarak Allah mutluluğumuzu bozmasın, bizleri ayırmasın dedi. Diyemedim ki Allah bize akıl fikir vermiş, bizim huzurumuzu bozan sen ve senin bencilce hareketlerin, sen adam ol Allah'a öyle dua edelim. İçimden geçirdim ama sustum. Çocuklar da babalarına çok düşkün. Sanırım bir süre daha bu deveyi gütmeye devam etmek durumundayım...

14 Mayıs 2013 Salı

Kocayı boşamalı mı boşamamalı mı??

Ben ne yapacağım ya, bu adamla nasıl hayatımı geçireceğim. Evli insanlar bekar insanlar gibi davranmaya devam edemezler. Hele iki çocuğu varsa bir insan neden ısrarla eşini huzursuz edecek şeyler yapar?? Ben kaç defa bunun kavgasını verdim, ama iyilikle ama kötülükle anlattım. Olmadı... Ben senin gece 2 den sonra eve gelmeni istemiyorum da kabul de etmıyorum dedim. Anneler gününe kadar herşey güzeldi, 1 haftadır dışarı çıkmıyorum bu akşam çıkayım dedi. Ben de tamam ama saat 1'i geçirme dedim. İkiye kadar esneme payı bıraktım aklımca:) Tabi merak etme dedi. İnandım, sorgulamadım, beklemedim. Gece bebek uyandı, bir baktım saate 3.45. Adam evde yok. Bu nasıl bir mantıktır, arkadaşlarının yanından kalkamamak ne demektir. Saat 4te geldi, zilzurna sarhoş. Bu sefer hiç bağırıp çağırmadım. Ama ondan bir şekilde kurtulmak istediğimi belirttim. Güle güle yenilip yutulmayacak şeyler söyledim. Tam o sırada ezan okundu. Senin yüzünden Allah'a olan inancım azaldı (Tövbeee), Allaha her gün dua ediyorum ya bu adamı ıslah et ya belasını ver diye, ikisini de yapmıyor dedim. Düşünün artık nasıl çileden çıktım. Ertesi gün noooldu biliyo musunuz, hiçbirşey. Hiçbirşey yokmuş gibi davranıyoruz ikimiz de. Mecburi hayatımızı yaşıyoruz, sevgi sözcüğü olmadan. Gıcık kapıyorum artık ona, nefret ediyorum. Geçici mi kalıcı mı bilmiyorum ama gerçekten şu an kocamdan nefret ediyorum ve bir şekilde ondan kurtulmayı diliyorum. Hadi gizlim saklım kalmadı açık açık yazayım Allah belasını versin:) Aldatıyor mu diye de şüpheleniyorum ama olsa nalarım diye tahmin ediyorum. Öküz evlilikten sıkıldı, büyük ihtimalle benden de bunaldı(kısıtlıyorum ya kendisini) eskiye dönüş yapmak istiyo. Beyim gezecek tozacak ben evde çocuk avutacam. Ben çocuklarımı her halukarda büyütürüm ama seni niye çekeyim akılsız. Muhteşem yüzyıl başladı başlayalı herkes kendisini padişah zanneder oldu :)

Salak bana hala ne zaman dukana başlıycaz diye soruyo...

9 Mayıs 2013 Perşembe

Adım adım..

Dün demiştim gardrop detoksu yapıcam bilmemne, ama evde 2 cadı olduğunu hesaba katmamışım. Ev darmaduman gardrop perişan tüm giysiler yerlerde ve evin bilimum köşelerinde. Küçük olan bu işi oyun belledi, katladıklarımı alıp alıp bozdu. Büyük olan boşalttığım yere girip oturdu. Bu hikaye de dün akşam için yalan oldu. İnanır mısınız evi daha toplayamadım:) Bu akşam iş çıkışı pazardan hurç alıp en azından kullanmadıklarımı depolamaya niyetliyim.

Bir önceki dolap toplama maceramda 65 kilo olduktan sonra giyilecekleri huçladım, eskiyenleri-istemediklerimi hurçladım, bir de büyük gelenleri bir araya getirdim. Doğumdan sonra 78i bulunca aldıklarımı toparladım. Sadece geniş 40 ve dar 42 pantolonların kalmasına müsade ettim lakin hepi topu 5 tane olan bu pantolonların bana 68ken güzel olduğunu hesaba katmadım. Şimdi 70 kiloyum ve bu iki kilo bardağı taşıran damla durumunda. Pantolonlardan belimin yanları fırtladığı için pek güzel durmuyo. İki taneyi döndürüp dolaştırıp giyiyorum. İnat ettim daha büyük pantolonları çıkarmıyorum. Vericem iki kiloyu gene 5 pantolonum olacak:)

Bu kadar toplamadan sonra gene bir yığın lüzumsuz şey var, anlamadım gitti..

Ama aynı zamanda güzel giyinmek lazım, evdeki eskilere ve ağzı burnu yamulmuşlara yallahı çekicem. Dün ipekyoldan bir ceket siparişi verdim. Artık giyim kuşama biraz daha dikkat etmenin vakti geldi. Artık daha sık topuklu giyiyorum. Eski ayakkabılarıma bi göz attım da, ben nası bu topukların üzerinde hoppidi hoppidi geziyomuşum, kendime şaşırdım. Ama gene giyicem, belki tüm gün değil ama işe geldikten sonra ayakkabımı değiştiricem. İnsan saldıkça salıyor, toparladıkça da toparlıyor. Sarmalı tersine çevirmek lazım...

Gelelim bu sabah yediklerime;

1 domates, 5 yeşil zeytin, 1 yumurta, 1 dilim kepek ekmeği.

Su içmek de artık daha kolay, su miktarını da arttırdım. Hedefim günde iki litre su. Bu yeşil çayı vs. hesaba katmadanki su miktarı.

Koca bey de kilo vermeye niyetlendi, 3 kilo verdi ve 125,8e düştü. İnşallah o da devamını getirir.

Yaz geldi, hareketlenme vakti geldi...

Eee benim aklım ancak yaza yaklaşırken başıma geliyor. 69-71 arasında gidip geldim geçen 1 ay boyunca. Şu an 69,9 kiloyum. 70 değil yani:))) Birkaç gündür her zaman yediğimden az yiyp günde 45 dk tempolu yürüyüş yapmaya başladım. Hemen fark etti doğrusu. Benin en kısa sürede 65e inip onu sabitlemem lazım.

Aslında geçtiğimiz süre zarfında anlatacak çok şey oldu. Ama nedense elim varmadı yazmaya. Araya bir Paris toplantısı sıkıştı. Kız ateşlenip hastanelik oldu. Koca beyle tartışmalar gene alevlendi ve sonunda gene sulh sağlandı. Yazsam roman olur valla. Ama geçmiş geçmiştir diyip önümüze bakalım.

Hayatımda detoks yapmak istiyorum, ama herşeyden önce gardrop detoksu yapıcam. Üstüme üstüme geliyor herşey ama elimi atınca giyecek bişey bulamıyorum. Yeni ciciler almak lazım, eski cicileri vermek ya da içine sığabilmek için zayıflamak lazım. Yani kendine bakmak lazım. Bu akşam niyetliyim bakalım, planlama yapıcam, zaten hep deli gibi plan yapıyorum. Aklıma geldikçe bi deftere yazıp, sonrada yazdıklarımı yok ediyorum :)

En azından buraya daha düzenli yazıcam artık. Yarın beni bekleyin anacım, deli saçmalarıma başlayacağım:)

27 Mart 2013 Çarşamba

Mutlaka olacak ama daha sonra :)

Son yazımın üzerinden 1 aydan fazla zaman geçmiş. Bu süre içinde kafada alınmış milyonlarca karar ve kararların uygulanamayışı sonucunda yerinde sayma vardı. Bu nedenle yazma ihtiyacı hissetmedim :) Her zamanki gibi zayıflıycam bıdı bıdı karar alıp birkaç gün içinde bıraktım. Ama bişey diycem, yaklaşık 1 aydır diyet yapmıyorum, kendi çapımda çok abartmadan, hafta sonları ise gayet abartarak bir ileri bir geri 69 kiloda sabitlendim. Düşünüyorum düşünüyorum, nasıl boyle oldu çözemiyorum. Hafta içi normal hafta sonu abartı yesem de öyle aman batırdım sendromu olmuyor. Tabi bu böyle gitmez farkındayım, kafam rahat olduğu zaman gene bir aksiyon planı uygulayacağım ama bir süre daha relax olmayı tercih ediyorum.

İş yerinde daha farklı gelişmeler var. Terfi bekliyorum, prensipte teklif edildi ama henüz sonuca ulaşmadı. Zorla kaçtığım birime güzellikle geri dönmem için ufak bir ödül olacak. Paris toplantısına gidecektim ama son anda ufak bir çelmeyle devrilmiş bulunmaktayım :) en üzüldüğüm konu sadece 1 gün ve heyet olarak gidileceğinden ben kocayı ve bebekleri bırakıp tek başıma ilk defa göreceğim bir şehri keşfedecektim, kısmet değilmiş. Belki 1 ay sonraki toplantıya katılacağım.

Konudan konuya atlamak gibi olacak ama bundan bahsetmeden de geçemeyeceğim. Birkaç ay önce bacağıma lazer epilasyon yaptırmıştım, salaklar dereceyi yüksek tutmuşlar. Bunun neticesinde bacaklarım yandı. Nasıl anlatayım, beyaz beyaz madeni 5 kuruş ebatında bazıları daha küçük noktacık halinde lekeler. Sanki mantar hastalığı gibi, böööööğ etek giyemez oldum ten rengi çorapla o derece yani. Çemkirmelerim neticesinde tedaviye başlandı şimdi epey düzeldi. İlaveten beni memnun etmek için de botoks ve göz çevresine bazı işlemler yapmayı teklif ettiler:) Ben hep derdim göz altlarım torbalı göz kapaklarım ise biraz sarkık mutlaka yaptırıcam diye, arkalaşlarım da delirme mariposa gayet iyisin vs diye tepki verirdi. Ama bu güzellik merkezindeki estetikçi doğrudan rahatsız oldu ve kendisi size bunları yaşattık ama en azından bir nebze olsun telafi edelim diye kendi sööledi. :) Hoş asla oraya bişey yaptırmayı düşünmem ama demek ki haklıymışım, daha güvendiğim bir yere bu işlemleri yaptırıcam emzirmem bitsin bi hele, önüme bakıcam.:)

Sizler neler yapıyorsunuz, anlatsanıza...

27 Şubat 2013 Çarşamba

Herşey Güzel Olacak (Mı?)

Koca beyle barışmamız neticesinde evde büyük bir huzur havası oluştu. Aramızdaki uyumu bozmamak adına sürekli alttan alıyorum ve tabiri caizse üzerime sıçratmamaya çalışıyorum. Yani bu barışı biri bozacaksa bu ben olmayacağım:)Aynı şekilde koca bey de çok dikkatli. İkimiz de kendimizi kontrol etmeye çabalıyoruz. Bakalım noolcak...

İşyerinde mühim değişiklikler olmak üzere. Yani biri yoluma taş koymazsa terfi bekliyorum. Teklif geldi ama daha oluşum aşamasında olduğundan kesinleşmiş bişey yok. Bana gene bir yaşama şevki geldi. Ara ara yani bunalım dönemlerinde bıktım bu hayattan diye düşünmüşlüğüm çoktur. Umarım bu sefer engellenmem de iş hayatına gene aktif olarak yani zihnen zevk alarak katılırım.

Kilo olayları haftasonları hariç güzel. Listeleri bire bir tabiki yapamıyorum o nedenle kilo veremiyorum ama yarım alıp yarım vermelerle günü kurtarmaya çalışıyorum. Havalar biraz ısınır ısınmaz öğlen yürüyüşlerime başlıycam inşallah. Bi de bu aralar kilo verme anlamında değil de sağlıklı beslenmeye (işlenmemiş ya da az işlenmiş ürünler) taktım. Zaten eve saçmasapan şeyler almazsam yemiyorum da.. Ama ev halkı bu durumdan hiç memnun değil.

Kaynanatörle tam barış yapmıştık ki gene dellendi. :)Hemen anlatayım. Arkadaşlar arasında sadece bayanların katılacağı ufak bir organizasyon yapmak istedik. Kadın kadına 1 gece çocukları ve kocaları bırakıp Kıbrıs'a gidecektim. Bendeki iyiniyete bakın ki anne siz de gelin başımızı dinleriz vs diyorum. Bu arada kendi gelmeyeceğini de söylemiş bulundu. Küçük cadıyı anneme bırakırız büyüğe de babası bakar dedim. Yani kadına al çocuklara bak ben de gezeyim filan demedim. Hemen bi sıçradı büyüğü niye götürmüyosun diye. Anne dedim, niye götüreyim 1 gece kafamı dinliycem artı büyük adam gibi masrafı var. Gerek yok götürmem babası bakar dedim. Ama büyüğün bi zorluğu yokmuş da babası nası bakarmış da, bıdı bıdı. Anne götürmiycem dedim. Bana resmen sesini yükseltti, iyi bakalım anne olarak çocuklarını bırakıp gitmek içine siniyosa gidersin dedi. Bu arada tüm bu konuşmalar sırasında kendi annem de yanımızda. Anneme dönüp, di mi efendim biz gençken çocukları 2 saat bırakamıyorduk fian diyo. Annem de gerginlik olmasın diye ben bakarım siz de gidin dedi kadıncağız:) Yaw gençken kendi çocuğuna ablası bakmış bütün gün kalıp akşam yemeğini yiyip gece bile onlarda kalırdım diyen kadın bi anda 2 saat çocuğundan ayrılmamış hale döndürdü ya kendini inanamadım. Ben de götürmiycem bırakıcam çocuğu 1 gün için yanımda götürmiycem, istemiyorum dedim kestirip attım. O da bana küstü :))) Deli midir nedir ya, şeker dedik kafayı yedi sinirleri bozuk dedik ama biyere kadar. Benim anamın babamın yanında bana azar çekiyo. Yer miyim ben bu numaraları ülen.. Üstelik de ben kadına siz de gelin gezer rahatlarız diyorum, güzel güzel konuşuyoruz. Bi anda saldırdı. Bi de bana küstü ya inanamıyorum. Ben de arayıp sormuyorum. Koca bey arasana diyor, ben de arayıp azar mı yiycem kardeşim diyorum. Mecburen karşılaşmayı bekliyorum:))) Bu arada ahı mı tuttu nedir, gezi iptal oldu:)))

Benden haberler bu kadar, en bombasını en sona yazmışım di mi???

21 Şubat 2013 Perşembe

Detoks sonucu

Önceki postumda başladığımı belirttiğim detoks programını 5 gün tam anlamıyla yaptıktan sonra ufak bir operasyon geçirmem neticesinde bırakmak mecburiyetinde kaldım. Bırakıp da coşmadım ama gene dikkat etmeye devam ediyorum. 5 gün sonrasında 68 kiloya düşmüştüm bile. Bugün itibariyle ise 67,5 kiloyum. Bugün öğlen biraz kaçırdım, biraz da aburcubur oldu ama akşam az yiyerek veya yemeyerek idare ederim diye düşünüyorum. Spor bu süreç boyunca hiç olmadı, yapamadım. O nedenle kendimi çok başarılı buluyorum.


Koca beye gelince, sevgililer günü benim için çok farklı geçti. Detayları tam olarak yazamayacağım, çok özel konular olduğundan yazamayacağım yani. Ama kabaca anlatırsam; gündüz devasa bir çiçek geldi. Çok sevindim çünkü koca beyle sorunlarımın üstesinden gelmek istiyordum. Benimle konuşurken, arkadaşlarıyla konuştuğu zamanlardaki gibi kahkaha atmasını sağlamaya karar vermiştim. Adam benle konuşurken tamamen ruhsuz, öyle tanımadığın insanla konuşur gibi konuşuyordu. İlgisizliği de had safhadaydı, benim anlattıklarımı dinlemiyor, kendini anlatmıyor,ööle televizyon izliyordu. Yanımda ama değildi. İşte bu durumu aşmak istiyordum. Akşam yemeğinde üyesi olduğu bir grubun toplantısı olduğunu biliyordum o nedenle geç gelmesini kabullenmiştim ama saat 3te döndü. Üstelik beklediğimi bildiği halde... Onu beklerken kesin kararımı vermiştim, boşanacaktım. Geldiği zaman sordum, seni beklediğimi bilmiyormuydun diye. Bildiğini ama gelmediğini söyledi. Ben ağlamaya başladım ve bu durumu kabullenemeyeceğimi, onunla durumu düzeltmek istediğimi ama mümkün olmadığını anladığımı söyledim. O da beni kaybetmekten korktun di mi diye sordu. Evet, gerçekten korkmuştum. Onu önemsemediğimi, artım sevmediğimi ve gıcık kaptığımı düşünürken aslında onu kaybetmek istemediğimi farketmiştim. İşte sen bana 2 senedir bunu yaşatıyorsun, son 1 haftadır sana bilerek ilgisiz davranıyorum, hiçbir şekilde sana önem vermedim, dinlemedim, konuşmadım. Yapayanlız hissettin değil mi diye sordu. Beni anladın mı artık, ne kadar acı çekiyorum ben, acımı sen de hissettin mi dedi. Seni üzdüm ama benim için üzüldüğün için ben şu anda inanılmaz mutluyum. Bugün miladımız olsun gel en baştan başlayalım dedi. Evet onu anlamış ve ne demek istediğini hissetmiştim, bir anda ona karşı tüm gıcıklığım gitti. Kafama dank etti, evet ben bu adama yanlış yapmıştım...

Sonra sarıldık barıştık, her ikimiz de hatalarımızı tekrarlamayacağımıza söz verdik. Hikaye de kötü sonla bitmekten kurtuldu (İnşallah yani.

Anlaşamıyoruz demiştim ya, artık anlaşıyoruz. Benim için yıpratıcı bir deneyim oldu ama galiba böyle olması gerekiyormuş. Ona kızgın kalmak bile beni yoruyordu, ben de rahatladım nefretim geçtiği için.

Artık mutluyum, küçük sorunları dert etmiyorum. İlk başta belirttiğim küçük operasyon da kocamla sıkıntılarımı aşmamda yardımcı olacak umarım. Bundan da ne kadar utansam da ayrı bir postta bahsedeceğim. Belki benim gibi kocasıyla (!)sıkıntı yaşayanlar vardır da benden ibret mi desem ders mi desem bişey alır yani..

12 Şubat 2013 Salı

...

Dayanamayıp tartıdım çünkü göbeğim içine çökmüş gibi geldi, 3.günün sabahı aç karnına 68,6 çıktım. Kesin bir hata vardır diyip bidaha tartıldım ama işte aynı rakam. Demek ki bu detoks programı cidden işe yarıyor :))

Dün akşam zor bir sınavdan geçtim. Dün sabah kahvaltıdan sonra kocama akşam ne yemek istediğini sordum. O da bana, şu anda tok olduğundan cevap veremeyeceğini, ilerleyen saatlerde bildireceğini söyledi:) Sonra da söylemedi. Ben de o yüzden çocukların yemekleri dışında evdeki yardımcıya bişey yaptırmadım, kendim de yapmadım. En kötü buzluktaki ev yapımı mantıları haşlarım diye düşündüm.Akşam oldu koca bey geldi. Mantıya burun kıvırdı ve eve iki kişilik(!!!) çin yemeği söyledi. Benim yemeyeceğimi bildiği halde niye böyle yaptığını sorduğumda, 50 tl nin altına bizim tarafa sipariş getirmeyeceklerini söylediklerinden bunu sipariş etmek durumunda kaldım dedi. Sipariş gelmeden önce akşamki ıspanaklı salatamı yedim ve doydum. Ama siparişler geldikten sonra fena oldum açıkçası. Acılı ekşili çin çorbasına bayılırım. Sağolsun(!) koca bey de iki kişilik menünün iki çorbasını da bundan sipariş etmiş. Ye diye zorladı ama ben kendime hakim olup yemedim. İki kuru kayısı ve yeşilçayla kendimi kandırdım. Dün akşamı güzel atlatmış olmak moralimi de yükseltti.

Ama bu moral yüksekliği koca beyle olan 2 saatlik kavgamız neticesinde taban yaptı :( Bizim çok ciddi sorunlarımız var...

11 Şubat 2013 Pazartesi

Gazımı aldım geldim...

5 Günlük küçük bir kaçamak ve açıkbüfede deli gibi tıkınma neticesinde kendime geldim ve bugün kefirli detoks haftasına başladım. Aynı şekilde devam listelerine de uyacağım. İnşallah herşey güzel olur.

70.2 kiloyla başladım bu sefer.




29 Ocak 2013 Salı

Stop...

Ben du diyet meselesinden iyice sıkıldım. Her zaman diyet yapıyor modundayım ama normal yiyince sanki kaçamak yaptım havasına girip iyice coşuyorum. AAAA çıldırıciiim, ben artık (yani bir süre için) diyet miyet yapmıyorum arkadaş. Benimkisi sağlıklı beslenme olacak, sapıtayım demiyorum ama ara sıra da vicdan azapsız bişeyler yiyim yahu.

Her sabah 1 dilim sağlıklı (tam tahıllı, kepekli vs.) ekmek, domates ve peynirden gına geldi. Sabah bunu yapıyorum, öğlen salata, yoğurt ve artık ne varsa şansıma en az tehlikeli olanı seçiyorum, 1 tane biraz büyükçe ara öğün (2hurma, 1 tam ceviz, 1 avuç leblebi)ve güzel bir akşam yemeği, peşine de tatlı ve sapıtıkça atıştırmalar.... Nooldu şimdi, sabahtan akşama rejim, akşamdan yatana kadara bayram:) Ne diyet ne sağlıklı beslenme ama ben sanki aylardır diyet yapıyorum psikolojisine girdim. O yüzden herşeyi askıya alıyorum, sıkıldıııım...

Sabah yarım limonla birlikte 1 tane avokado ve 1 simit yedim. Oh sefam olsun. Yanlız çok alakasız olmuş de mi?:) Üstelik de bunları iş yerime getirdim kübikte lüplettim:)

Bu dairenin de faydası buymuş, ooh karışan görüşen yok.Burada hep kadınlar var, sadece başkan erkek, o da tırsıyordur belki yanlış anlaşırım diye, kimseye karışmıyor. Millete baktım, ofisi kendi evlerine çevirmişler. Herkesin en az 4 çift ayakkabısı, kişisel eşyaları(makyaj malzemesi, oje) vs var. Ben de ufaktan evi buraya taşımaya başladım. Öğle arasında oje sürdüm inanabiliyo musunuz?? :)) Bi de herkes burda dombili olsun olmasın etek giyiyo, yüzüne gözüne azbuçuk dikkat ediyo. Ben de insan haline girmeye başladım. Evden pespaye çıksam da sonra toparlamaya vaktim oluyo. Ben de 8 kilo verirsem minileri giymeye başlıycam. Ulen nası olcak bu iş bilmiyorum, hem diyet yapma hem de 8 kilo vermek iste:)

Bak bu yazıyı yazarken bile fikrim değişti, ben rejimsiz yaşayamam beee :))) Sabah çok mu yedim ayol???


25 Ocak 2013 Cuma

Tahlil sonuçları...

Çarşamba sabahı erkenden aç karnına düştüm yollara. Randevu saatinde prof olan doktorla görüşmem başladı. Anlattım böyle böyle, adetim düzensiz ben sapıtık, yedikçe yiyesim geliyor, tatlı canavarı oldum akşamları titriyorum resmen, sürekli de su içiyorum bla bla.. kadın bööle dinledi not aldı tatlıyı titreyerek yediğimi duyunca şööle bi bana baktı, hımm (kesin sende bir hastalık var gibi bir hımmm'lama:)dedi. Hemen hemen bütün tahlilleri istedi, açlık tokluk şekeri, insülin direnci, idrar, tiroid... Gittim 5 tüp kan aldılar, bekleyip kahvaltı ettim, kahvaltıdan 2 saat sonra tokluk kan şekerini ölçmek için bi tüp daha aldılar.

Sonuç olarak, domuz gibiyim hiçbişeyim yok. İradesizlikten sanırsam titreyerek yemelerim. Üzüleyim mi sevineyim mi bilemedim :) Allah hastalık vermesin tabiki çok mutluyum da öküzlüğüme kılıf bulamadığım için azcık üzgünüm.

Açlık kan şekeri;77
Tokluk kan şekeri;70 (??? kahvaltı tabağı lüplettim halbuki?)
İnsülin direnci:3,4

Diğer herşey de süper. Doktor gözlüğünün üstünden bakarak; Çok iyisiniz mariposa hanım,uygun bir diyetle kilo vermemeniz için hiçbir neden yok dedi. B12m bile tavana yakın:)

Kayınvalidem şeker hastası, tokluk kan şekerim açlık kan şekerimden düşük deyince üstelik 70 olduğunu öğrenince çok şaşırdı. Tokluk kan şekeri 70 olanı da hiç görmemiştim dedi:) Şimdi de bizimkiler ondan kıllandı nası bu kadar şekerin düşük oluyo diye. Doktorcum herşey normal sorun yok dedi diye açıkladım ama koca bey de sürekli yanlışlık olmasın diyip duruyo. Bu konuda fikri, deneyimi olan varsa lütfen ses versin.

En son hamileliğimin 2. ayında gitmiştim kendisine, 74 kilo çıkmışım. Gelin bakalım dedi, tarttı beni. Üzerimde de pantolon ve kalın bir kazak vardı, korka korka çıktım ama Allahtan 69 bastım:)

Gitmişken bir de kadın doğum a randevu almıştım,muayene oldum. Aynı hastanede doğum yapmıştım, hemşire tanıdı beni. OO dedi, saçlar değişmiş kilo vermişsiniz çok iyi olmuşsunuz dedi. Anam 69 kiloyla çok iyi dediyse gerisini siz düşünün hamilelikte nası bi hale büründüğümü:)

Spiral taktırcam onu araştırıyorum ama benim doktor ayrılmış ordan, yenisini de gözüm pek tutmadı.

Benden haberler bu kadar. Öpüyorum hepinizi...

20 Ocak 2013 Pazar

Bana bişeyler oluyor....

Son 1,5 aydır ki sanırım 14 aydan sonra ilk defa regl olduğum döneme denk geliyor, içimdeki güçlü mariposa tamamen kaçmış durumda. Ne yaparsam yapayım kendime sahip olamıyorum. Çok yakındım buralarda, kendimden çok şikayet ettim ama durup düşünmek lazım. Farklı bişeyler var artık, hastalanmış olabileceğimden (gizli şeker)endişeleniyorum.

Niye derseniz, eskiden de çok yerdim ama en azından yediğimim zevkine varır doyduğumu hissederdim. Şimdi bi türlü doyamıyorum. Doyma duygusu yok, çok yersem direk çok doyma, patlama duygusu var. Arası sanki bir boşluk. Su içiyorum şişiyorum ama doymuyorum. Her yemekten aç-tok arası bişey kalkıyorum ama yediğim miktar doyulması gereken bir miktar. Hadi sofradan idare eder şekilde kalktım, 1 saat geçmeden hiçbişey yememişe dönüyorum. Aklımda hep açlık, hep yemek... Akşam yemekleri saat 7 gibi gayet güzel, tam rejim beslenmesine uygun, sebze, biraz et ve salata, sonrası tam bir felaket. Korkunç tatlı istiyor canım. İstemek de değil, sanki bedenimi zorluyor, titreye titreye mutfağa gidiyorum artık elime ne geçerse, ekmeğe sürülmüş nutella, çikolata, fındık, badem.. bu ben değilim. Ben kocama koca bir tava pirzola pişirip tadına bakmayan, karşısında sebze çorbası içen insanım.

Kendimde yolunda gitmeyen bişeyler hissediyorum, çarşamba sabahı endokrinciden randevu aldım. Baştan sona ne varsa tahlil istiycem. Haa belki hiçbişeyim yoktur, taş gibiyimdir ama iradesizimdir, iradesizliğime kılıf arıyorumdur, o zaman da psikolog arıycam kendime... Ciddiyim, gülmeyin...

16 Ocak 2013 Çarşamba

Ayrı dünyaların insanları...

Bir karı koca düşünün ki tamamen zıt. Biri har vurup harman savurmaya alışmış, diğeri tutumlu olmaya. Birinin katiyen ve ne hikmetse asla gelecek kaygısı yok, diğerinin her zaman ve her koşula uyacak bir B planı mevcut, biri gezmezse mutsuz olur, diğeri evde durmak için çırpınır. Biri az uyur, biri uykuya bayılır, biri bilim kurgu filimlerini asla izlemez, saçma sapan der, diğeri hayal gücünün genişliğini sürekli izlediği bilim kurgulardan kaynaklandığını düşününr. Bu böyle, aklınıza gelen her konuda devam edeeer gider...

En son misal, koca bey araba aldı, epey pahallı bişey, 90.000 civarında. Evimizi de krediyle almıştık, neredeyse kalan borcumuzla başa baş tutarda. Çocuklar gibi şen, napiim ben şimdi. Adamı paralasam da değişmeyecek, işin kötüsü bana danışmadı bile çünkü kafayı mı yedin sen diyeceğimi biliyor. Özel sektör ve biyerlerden topluca para geçti kesin eline ve bu şekilde değerlendirdi benim akıllı kocacım. Ben mi anormalim koca bey mi anormal hala çözemedim.

Ben evlenmeden önce aldığım 2006 model arabamı kullanıyorum. Şu evin borcu bitince ben de kendime araba alcam diye laf çarptım. Bundan sonraki ilk hedefim senin arabanı değiştirmek diyo. Ya önce evin taksidini bitiiiiir diye haykırmak geçse de içimden, sadece mal mal baktım suratına. Çocuk gibi de, kıyamıyorum. İlk hevesini kırmayım diye sustum ama buradan hepinize haykırıcam. Benim bu adamı odunla dövesim vaaaarrrrrr :)))

Yok Kardeşim Bu Böyle Olmayacak!!!

Sinirleniyorum kendime, iradesizliğime... Ama benim ne suçum var arkadaşlar, öğlen yemeğinde yağlı yağlı şeyler çıkıyo, doğru düzgün sağlıklı protein yok. Ben de tadı bi halta benzemeyen sebze yemeği alıyorum birazcık salata ve yoğurtla, sonra da doymuyorum. Kıvrım kıvrım kıvranmaktan fenalık geldi. Ara öğün beklemek, yedikten sonra doymamak yaktı beni. Spor desen hakgetire... Tabiki bunların hiçbiri bahane olamaz, benim hazır olmamamdan kaynaklanıyor. Sıkıldım, yoruldum,ilk pes eden ben oldum, siz bırakmayın Mehtap hocanın peşini. Ben de kendi çapımda tepişeyim yediklerimle...

Sigarayı da aynı dönemde bırakınca mı böyle oldu acaba? Açlıkla sigarasızlığı mı karıştırdımkine?? Şerefsiz sigara, attım gittin işte, düş yakamdan!!! Neyse arkadişler. Bundan sonra yapacaklarımı değil yaptıklarımı yazayım en iyisi. Siz sorarsınız o zaman ne yaptın ne ettin de kilo verdin diye...

Böhüüü....:((((

14 Ocak 2013 Pazartesi

Diyet listesine tam uyulmazsa bozulmuş mu olur??

Sevgili Mehtap Doktorumuzun diyet listeleri malumunuz. Hepsinin bilimsel bir nedeni olduğunu söylüyor. O zaman bire bir uymalı, de mi?

Şimdi sabah 1 dilim kepekli ekmek, yarım domates ve bikaç marul yaprağıyla yapılmış salata (yarım limonlu ve 1 tatlı kaşıyı zeytinyağlı), 1 dilim beyaz peynir ile 5 tane yeşil zeytin yedim. Güzel mi güzel oldu bence. Ama 9.30da bitirebildim. Saat 12.30da da yemeğe gidiyorum. Şimdi ara öğünü tabiki atlamak lazım. (Hem acıkmıyorum hem arası çok az.) Bu sefer de listeye tam uymamış olcam. Noolcak şimdi yahu, bilimsel etkileşimi bozmuş mu olcam ara öğünü atlayarak??

Bi de dün akşam açlıktan fenalaştığım için 1 dilim(dikdörtgen prizma şeklinde ama) mısır ekmeği yedim 8.15 gibi. EE dün bütün gün yaptıklarım boşa mı gitti şimdi?? Of Allahım bu işler ne zor...

tabi 8-9 patlamış mısır, 1 tane bitte çikolata ile 1 bardak kefir içtiğimi de söylemiycemmmm :)Oyy ben ne yapmışım yahu:))

13 Ocak 2013 Pazar

Mevsimlerden Roma başladıııı...

Sabah tartıldım, gene bir haftasonu klasiğinden sonra 68 kiloyum. Her zamanki gibi rejim başlangıcında olduğumdan gazımı almış bulunmaktayım ve ne yedim ne içtim buraya yazmayı planlıyorum.

1,5 domates, 1 kalın dilim az tuzlu hellim, yarım limon ve 1 tatlı kaşığı zaytinyağı ile hazırladığım salatamın yanına 1 dilim kepek ekmeğini lüpleterek saat 9.20de kahvaltımı bitirimiş bulunuyorum. Yanında da yeşil çay tabiki... Ara öğün yapmayıp saat 12.30 civarı öğlen yemeği yiycem.

Böyle sabahtan akşama kadar yazması güzel, akşam olanlar oluyor.Akşama sebze tırtıklamayı planlıyorum.

Allaaaammmmm, şu 12 günü bikere olsun "batırdım" demeden tamamlamasam ne güzel olur:)))



Öğle yemeğinden sonra ekleme yapıyorum; Az kalsın daha ilk günden fire veriyordum, bir arkadaşımın doğumgünü vesilesiyle yemeğe çıktık. Herkes hapur hupur tantunileri götürdü ama benn tavuk ızgara ve yeşillik-soğan-biber vs yedim. Yanına da acıcık lavaş:) Hakkımdır, kendimi bozmuş saymıyorum asla...

11 Ocak 2013 Cuma

Yeni kararlar vakti...

Sigarayı ne güzel bırakmıştım. 2 ay öncesine kadar da ağzıma sürmüyordum. Hamilelik ve emzirme dönemlerinde bir tane dahi içmedim. yaklaşık 1,5 senedir yani. Ama ne olduysa son 2 aydır kendimi sigara içmekten alıkoyamıyorum. Üstelik hala da emziriyorum. Kendime yazık ama bebeme daha çok yazık. Sabah yurtdışına gidecek arkadaşıma free-shop'tan sigara siparişi vermeyi planlayan ben, şu an itibariyle sigaraya tekrar elveda demeye karar verdim.

2 ay öncesinde kurum içi daire değişikliği meselesi beni iyice yıpratmaya başlamış, stresimle sigara içerek baş etmeye çalışmıştım. Herşey güzel neticelendi. Peki neden sigara içmeye devam ediyorum?? Etmeyecem anasını satiim. Bitti bu iş...

Yeme mevzuunda bu kadar kesin görüşlü olamıyorum çünkü kestirip atılacak kadar kolay bişey değil. Misal dün akşam mantı yedim. İdealim kiloya ulaşmak için rejim şart ama o konuda henüz yeteri kadar motivasyonum yok. Yani asla bi çatal bile yemiycem moduna giremedim henüz. O da yakındır, hissediyorum...

Mevsimleden Roma- Mehtap'ın diyetini bekliyorum. Sanki kadın sihirli değnekle dürtecek beni:) Sihirli değnek dedim de; hani bir karikatür vardı, şişkonun birine "elinizde sihirli bir değnek olsa ne yapardınız" diye soruyorladı. Kadın da "yerim" diye cevap veriyodu. İşte tam da o moddayım :)



8 Ocak 2013 Salı

Yola devam...

90 günde eriyemeyen, üstüne de benim gibi kilo alan biri artık kendine süreli hedefler koymamayı öğrenmeli diye düşünüyorum. Gerçekler tartıdan fırlayıp şraaaakkk diye suratıma çarptığı anda dedim ki kendi kendime, e be öküz mariposa, sen kendini biliyosun, yapamayacağını anladığın anda neden iyice yedin patlayana kadar yedin? Bari herzaman yaptığın gibi bi gün kaçıyosa 2 gün yakala da kilonu muhafaza et, di mi? Anladım ben anladım, yılbaşına kadar verdim-veremedim stresi oldum. Artık kendime tarih neyin koymuyorum. Azimliler, disiplinliler yapsın ben yapamıyciiim ama kendi çapımda bugün batırdım 3 gün toparladımlarla kaplumbağa hızında hedefime ilerliyciiim. Hedefim de 57 :) eheehee sizin zannettiğinizden daha uzun sürecek ama olacak eninde sonunda:)


Ben asla rejim kitabı satın alıp da okumuş değilim. İlk defa listelere uyduğum bi diyet sevgili Ezgi'nin diyeti oldu. Birkaç gün önce de arkadaşım Karatay diyeti'ni getirdi. Bi göz attım fena değil. Kendimce ikisinin karışımını yapıyım diyorum. Bu arada 66.9 oldum:))) az kaldı iki lileri bir geri 65e düşüyorum...

4 Ocak 2013 Cuma

Neden yazmıyorum???

Tabi ki UTANCIMDAN!! Ne oldu bilemiyorum 65i gördükten sonraki 1 ay içerisinde 70i görünce büyük çapta şok yaşayıp kendime ve dünyaya küstüm. Ne gerek var dimi, sen git pis boğazına küs dünyanın ne suçu var diyorsunuzdur:) Aklıma başıma aldım sayılır da sabah 67,5 i tekrar yakaladım. 90 günde kilo verme kervanına katılmasaymışım demek ki 500 kilo olacakmışım:)

İşyerimde daire değişikliği yaşadım, benim için süper ötesi bir olay çünkü çok kişiyi ikna etmem gerekiyordu. Bir şekilde bana verilen değeri gördüm ve işime tekrar dört elle sarılmaya başladım. Ayrıca bu birimde büyük ihtimalle daha çok toplantı-yurtdışı temas vs olcak, daha az iş olcak. Böylelikle kendimi geliştirmeye vakit ayırabilicem. İngilizcem tarzanca düzeyine inmiş bulunmakta ve bu benim içimde bir yara. Meslektaşlarımdan geri kalmıştım kullanmaya kullanmaya.

Çoluk çocuk ve ben süper hastayız. Geberiyorum hastalıktan öyle böyle değil. Utancımı yenerek yeni yılın ilk yazısını yazdım ya, peşi gelir artık. Hepinize sevgilerimi sunuyorum.