20 Eylül 2013 Cuma

Burdayım bi yere gitmedim

Pazartesi yazmam gereken bildirim yazısını ancak şimdi yazabiliyorum ama nası olsa pas diyeceğim için gecikme sıkıntı yaratmaz:) Pas derken kilo almadım ama 65,8-66,3 arasında gidip geliyor. Kaç haftadır bu kiloda sabitlendim. Ama vucut diyete direnç gösteriyo diyemem çünkü bir gün yiyorum bi gün yemiyorum, eskisi gibi tamamen rejime uygun beslenemiyorum. Pazartesi de aynı sonuç gelir, iki haftadır 65e veda etme planlarım suya düştü. Silkinip kendime gelmem lazım. Bu hafta sadece 1 gün yürüyüş yapabildim, diğer bütün öğlenler dışarıda yemek yedim, tabiki de çok diyetsel olmadı.

Koca bey spor salonuna aile üyeliği yaptırdı, bundan sonra çoluk çocuk gidicez, en azından 1 saat spor yapar sonra çocuklarla havuzda eğlenirim. Ya da totomu kaldırabilirsem sabah erken gider 1 saat bişeyler yaparım. Popo bacaklar küçüldü biraz ama sırt ve kollarımın biraz daha düzelmeye ihtiyacı var. Yürüyerek düzelmiyor namert şeyler:)) Ve elbette göbüş problemi de çözülmeli :)

Terfi aldım demiştim ya, işlerim çok yoğunlaştı. O nedenle sık ve uzun yazamasam da ara ara yazarım. Ama çok pis takipteyim bilesiniz:))

9 Eylül 2013 Pazartesi

9.Hafta Sonucu: 65,8

Hoşgeldin 65 :)) Çok zor oldu ama sonunda kavuştuk birbirimize :) Valla bu haftaki dengesiz yeme içmelerimden sonra hiç beklemiyordum ama çok güzel oldu yaw.. Üstelik de bugun regl olmuşum, şişlik mişlik de vardır dersek süper süper süper...

Hayatımda herşey güzel gitmeye başladı. Şaşırmayın, ben çift kişilikli miyim neyim anlamadım ama koca beyle arayı düzelttim. Üç gün öncesine kadar testereyle canlı canlı doğrayıp etini köpeklere atasım varken bugün canciğer olduk. Cuma akşamı arkadaşımla buluştuk ve bendeki olumsuzluğu fark edip de sorular sormaya başlayınca herşeyi anlattım. Eşimi de beni de tanır, yaptığı yorumlar beni çok etkiledi. Kocamın beni aldatmasının mümkün olmadığını, beni çok sevdiğinin çok sahiplendiğinin aşikar olduğunu ama geç gelmelerini tölare etmemem gerektiğini, barışacaksam da herşeyi tamamen silip barışmamı, yoksa derhal boşamam gerektiğini söyledi. Ben ne kocalar gördüm arkadaşlarımdan dolayı, sen seninkini öp de başına dedi :)))

Düşündüüüm taşındım, herşeyi sildim, koca beyin gözündeki pişmanlığı, korkusunu gördüm, bir daha bu mevzuların aramızda geçmeyeceğini, bunun son şansı olduğunu, birdaha yaparsa doğrudan boşayacağımı söyledim. Koca bey de gerçekten yalan söylemesinin çok büyük yanlış olduğunu, beni asla aldatmadığını ve asla da aldatmayacağını, bu yuvayı yıkmamak adına artık geç gelmeyeceğini söyledi. Zaten geç gelirse, tek bir yalanını dahi yakalarsam bu işin biteceğini çok açık bir şekilde ifade ettim. Geç gelmek derken en geç birde evde olacak yani. Ona bişey demem zaten. Ama gözümün döndüğünü anladı. Bu yuvayı yıkmak istemediğimi, ama mecbur kalırsam beni buna zorlarsa düşünmeden ayrılacağımı güzel güzel anlattım. Bakalım bundan sonra benim yapabileceğim bir şey kalmadı, hayırlısı diyip önümüze bakalım.

İş hayatımda da bir değişiklik oldu, terfi sayılabilecek beni bir adım yukarı taşıyabilecek bir konuma atanmak üzereyim. Yani birim değişikliğim gerçekleşti, görev atama yazısı da yazılmak üzere.

Koca bey iyi, ailem iyi, kilom iyi, işim iyi, inşallah bi pislik olmaz bundan sonra..

Rejimdaş arkadaşlarım, kimse kilosunu niye yazmadı bakiiimmmmm???

6 Eylül 2013 Cuma

Son Durumlar

Öncelikle yorumlarınızla verdiğiniz destek için çok teşekkür ederim arkadaşlarım. Kısa bir özet geçecek olursak, bu seferki tartışma şiddetimiz en üst seviyede gerçekleşti, aslında en alt seviye de denebilir, defol git evimden, Allah belanı versin, geber vs. laflarını kullandığım için seviye epey düştü. Koca bey önce kuyruğu dik tutma çabasıyla boşanalım, zaten sana çok katlandım, bi huzur vermiyosun, ben seni aldatmadım hiç ama sen bana öyle muammele ediyorsun, arkadaşlarımla mangal yapıp içtiğim için bitecekse bu evlilik bitsin zaten filan dedi. Ben de hemen işlemleri başlat git hayatımdan diye böğürdüm. Öğlene doğru yan çizmeleri başladı, bana güven en iyi şekilde boşanacağız, çocukların velayeti sende olsun ama başka şehire gidersen alırım falan detay konuştuk güzel güzel. Öğleden sonra ise biraz daha düşünelim ayağı çekti. Akşama doğru da özür dileme faslına geçildi. Şimdiye kadar hiç kadın kokusu,izi,ruju,bööle kadın sesi, gizli konuşma filan yakalamadım ama niye geç geliyo, insan gece nası vakit geçirir diye düşündüğüm için aldatıyo mu lan beni acaba diye celallendim. Dün ise kimlerlesin diye sorduğumda bir arkadaşının ismini verdi. Yani 4 isim verdi, ben sadece birini tanıyorum. Bu kişinin eşiyle de ahbaplığım var. Tüm şerefimi ayaklar altına alarak karısını aradım ve dün eşin eve kaçta geldin dedim. Kadın da saat 10da evdeydi dedi. Zaten olay burdan patladı. İşin içine yalan karıştırmış salak kocam. Suratına vurduğumda da ordaki kimseyi tanımıyordun çok dır dır ettin ben de tanıdık biri de var imajı vermek ve senin dırdırından kurtulmak için o ismi söyledim dedi. Anasının çocuklarının üzerine yemin etti, şimdiye kadar hiç aldatmadım seni, ööle bir ortamda da olmadım. Ama içmekten arkadaşlarımla sohbet etmekten çok zevk alıyorum vs vs... Söyleyin a dostlar, ben ne yapayım. Gerçek düşüncen ne diyosanız beni kadınla aldatmadığını düşünüyorum ama yalan söylemek de aldatmaktır diyip kocayı odunla dövmek istiyorum. Sabah da aradı, sen sonuna kadar haklısın, yalan söylememeliydim, benim yerim senin yanın sensiz mutlu olamam kavga dövüşe bile alıştım. Ben de dedim ki, bundan sonra senin peşine mi düşücem, ben huzurlu değilim, özür dileyince herşey unutuluyor mu, böyle yaşayamam ben dedim. Koca bey de bundan sonra beni sorgulayacak hiçbir şey yapmayacağım, seni mutlu huzurlu yaşatacağım falan filan beylik laflarını etti.

Dün akşam da ben surat beş karış otururken çocuklarıma baktım, babalarının kucağına oturdular, biri bi yandan diğeri öbür yandan onu öpüp durdu. Çook iyi bir baba gerçekten, koca olarak da normalde çok iyi ama bu gece gezmeleri yüzünden huzurumuz yok. Def etsem mi hayatımdan dedim ama çocuklarıma kıyamadım. Çok pişman olduğunu, asla aldatmadığını ama yalan söylediği için tepkilerimde seon derece haklı olduğumu söyledi. Bi şans daha vericem cocuklarımın hatrına, ama bi daha böyle bişey olursa benden boşandım başlıklı bir post alacaksınız...

4 Eylül 2013 Çarşamba

Kilodan mühim şeyler...

Siz Mersin'e gide durun arkadaşlar ben tersine doğru devam ediyorum. Hergün akşam yemeği dahil süper gidiyorken yemekten sonra korkunç sapıtmalarım tekrar başladı. 3 gündür bu böyle, tamam bu son diye diye 3 gün çığrından çıktım. 65 yazacakken 67 olarak uyandım bu sabah.Allahtan yürüyüşlerime azimle devam ediyorum da vicdanım biraz olsun rahatlıyor. Koca bey bi türlü tekrar gidemedi. Bana 1 ay daha lazım, napmalı neetmeli onu göndermeli. O burdayken beni lüzumsuz yemeye sevk ediyor. Ama gece sapıtmalarımın suçlusu değil.

Dün gene geç geldi, sinirlerim zıpladı. Ben bunu öpe seve arkadaşıyla buluşmaya yolluyorum, o da geç gelmem merak etme karıcığım diyor ama gene sabahın 4ünde zor geldi. Neymiş efendim, arkadaşları mangal yapıyomuş da kalkamamış. 3.30da aradım nerdesin diye çemkirdim, yarım saate gelirim bizim eve çok yakınım dedi. Ama ben kudurdum bi kere, yarım saat sonra aradım aradım aradım üçüncüde açtı, geldim dedi. Eve geldi, beni rezil ettin dedi, arkadaşları dalga geçmiş. Dedim ki senin de o arkadaşlarının da Allah belasını versin. Hiç mi adam gibi arkadaşın yok senin dedim. Hepsi evliymiş de bitek ben dır dır ediyomuşum da... En sonunda senden nefret ediyorum dedim. İnsan azıcık korkar karısından, karısını sinirlendirmekten, üzmekten. Bütüün bunları dedim, demek ki arkadaşlarıyla eğlence evlilik hayatımızdaki huzurdan daha kıymetliymiş. Madem öyle, bu huzur havasına son veriyor ve suratsız/sevgisiz bir mariposayla başbaşa bırakıyorum onu... Küfürle bitirmek istemediğim için içimden geçen küfürü de siz tahmin edin, bu yazı da burda bitsin.

2 Eylül 2013 Pazartesi

8.hafta sonucu: 66,5 :((

Maalesef ki maalesef gene iki ileri bir geri oldu. Geçen hafta çarşamba 6 senedir gördüğüm en düşük rakamı gördüm tartıda. 65,3. Süper di mi? Üstelik de ağır tartan tartımda. Bu ne demek diye sormayın, benim 2 tartım var. Bir tanesi emektar tartıcım, koca beyi doğru düzgün tartmayınca (adam 120-130 civarı gidip geldikçe tartı da kafayı yedi tabi onu tartarken:)) yeni ve daha detaylı, şu yağ-kas oranı ölçümü yapanlardan güzelce bir tartı aldık. Lakin bir sorun var, bu tartı benim emektar tartıdan tam 600 gr daha ağır tartıyor. İkisi yanyana evde, bi ona bi ona çıkıyorum:))) Herneyse konuyu dağıtmayım, hafif tartıda 64, 7'yi, agır tartıda 65,3ü gördüm. Bu rakamlar benim için birer rekor(du).. 30 Ağustosu değerlendirip Eskişehir'e kuzenler toplantısına katıldım. Piknikte mangallar, çibörekler, yemeler içmeler derken üç günde 1 kilo almışım. Bir de koca beyle büyük cadı geldi, 1 hafta Ankara'da kalacaklar. Her akşam düzenli yemek bekler benim beyim :) Neyse ders oldu, eski sistemime devam edicem, koca beyi boşayıp kurtulamadıkça hayatımda sadece kendime göre hareket edemeyeceğimi anlamalı ve ona göre erken yemelerime, akşam hafif geçiştirmelere devam etmeliyim. Yani bu benim hayat tarzım olmalı, anladım artık.

Rejimdaş arkadaşlarım, siz de başladınız şimdi süper oldu. Herkes birbirini gazlasın, kilolar erisin gitsin:)

Sporu bırakmak yok anacım, benden size tavsiye mi diyim ne diyim, spor yaptıkça insan daha disipline oluyor. Ağır tartıda 65.0ı görür görmez pilates tarzı kol ve göbek çalışmalarına başlıycam. O zamana kadar günde 45 dk tempolu yürüyüş yapmaya çalışıcam. Hafta içi 4 gün yeter. Her gün olamaz, o kadar lüksüm yok maalesef hafta sonu da tek başıma tempolu yürüyeyim. Ama inanın 4 gün yürüyüş çok şey farkettiriyor. Yürüyüşe sonuna kadar devam edicem. Benim hedef 59. Yani 59-60 aralığında takılmak. İnşallah olacak, ben tüm kalbimle inanıyorum. Evrene de mesajımı bir kere de buradan yollamak istedim.

Haydi totolar havaya... :))))